5 TANE EGZERSİZ YAPMAMAK İÇİN KORKUNÇ BAHANE
Hareket etmeyi seviyorum ve dans ettiğimde, yoga yaptığımda ya da ağırlık kaldırdığımda dahi en mutlu insana dönüşüyorum. Ve hamile kalana kadar insanların koltuklarına saatlerce nasıl oturup televizyon seyredebildiklerini anlayamıyordum. ..
Ve daha sonra ikinci çocuğuma hamile kaldım.
2013 yılı hayatımda hiç yokmuş gibi davranıyorum. Trajik ve korkunç olduğu için değil (tam aksine güzel çocuğum dünyaya geldiği için), egzersiz yapmamak için bahaneler bulup egzersiz yapmadığım için. Ve benim bahanem tamamen meşru bir savunmaydı: hamileydim ve iki yaşında olan uyumayı hala daha reddeden bir çocuğumuz vardı. Bu durum yüzünden de eşim işinden ayrıldı ve faturalarımızı yeni işimle ödeyeceğimize ikna oldu. Söylemeye bile gerek yok ki stres içindeydim. Yürüyüşe çıkarken, yoga yaparken veya DVD'den egzersizleri izlerken bile, içimden hiç egzersiz yapmak gelmiyordu. Hareket eden ve durmak bilmeyen karakterim sanki uçup gitmişti.
DİYET FORM Klinik diyetisyen Büşra Boyalı Özbey tarafından kurulmuş olup, Ümitköy'de hizmet vermektedir.
Kişiye özel oluşturulan programlarla kişinin sürdürülebilir bir şekilde sağlıklı beslenmesini amaçlamaktadır. Öncelik her zaman kişinin sağlığı olmakta olup amaç yaşam tarzı değişikliği ile sonuca ulaşmaktır.
Yüz yüze ve online danışmanlık ile Türkiye'nin her yerine hizmet vermektedir.
Ücretsiz ön görüşme ve vücut analizine göre diyetler planlanmaktadır.
Andulasyon terapi ile beslenmeyle beraber bütüncül bir hizmet sağlanmaktadır.
Andulasyon Terapi ise organizmanın korunma sistemlerini ve hücre gelişimini destekleyen geniş bir frekans alanında dokularda biyolojik rezonans titreşimleri üreten mekanik vibrasyon ile kızılötesi derin ısının kombinasyonundan oluşan yeni jenerasyon, biyofiziksel bir bütüncül terapi yöntemidir. Bu teknoloji multidisipliner bir çalışmanın sonucu olup bu kişiler bilim insanı, akademisyenler, spor tıbbı uzmanları ve hekimlerdir.devamını oku... Adres: Ümit Mahallesi 12. Sokak No:1 Kat:7 No:40 Oranj Home Ofisi Ümitköy - Ankara
Ben diyetisyen Selenay Pınar. Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2021 yılında onur öğrencisi olarak mezun olduktan sonra su an çeşitli seminer, konferans ve panellere katılarak kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Selenay Pınar Beslenme ve Diyet Danışmanlığı adı altında bulunan çayyolu'ndaki kliniğimde yetişkin, çocuk, gebe-emzikli, sporcu gibi bir çok alanda hizmet veriyorum. Danışmanlık kapsamında kişiyi beslenme değerlendirme formu ile tanıyarak ve kan parametlerini değerlendirerek kişinin tamamen uyum sağlayabileceği sürdürülebilir beslenme programı oluşturuyorum. Whatsapp üzerinden dilediğiniz zaman iletişime geçebiliyor, değişen yemek rutinlerinize anlık müdahele edip programınıza göre menünüzü revize ediyorum. Siz diyete değil diyet size uyum sağladığında süreç kolaylaşıyor yaşam şekli haline geliyor.
Ayrıca kurumsal beslenme danışmanlığı adı altındaki çalışmalarla kurumlarla anlaşmalar sağlayarak çalışanların sağlığını ve iş verimliliğini artırmayı hedeflemekteyiz.
Vücudunuzun en iyi versiyonunda olmak istiyorsanız tek yapmanız gereken, bize ulaşmak.devamını oku... Adres: Konutkent Mahallesi 3028 Cadde Elmar Towers C Blok No:8/229 Çankaya - Ankara
Diyetisyen Beyzanur ÖZEN
2021 yılında Kırıkkale Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünü onur derecesiyle tamamlayıp diyetisyen ünvanını aldım. Bu süreçte yetişkin ve çocuk alanında hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi, toplu beslenme sistemlerinde beslenme ve toplum beslenmesi gibi temel alanlarda gerekli bilgileri eğitim sürecinde öğrenme imkanı elde ettim. Yetişkin ve çocuk alanlarında aktif hasta gördüğüm zorunlu stajımı Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde başarıyla tamamladım.
Özel sektörde yüz yüze danışan kabulünü daha iyi öğrenebilmek adına zorunlu stajlarıma ek olarak gönüllü stajlar da gerçekleştirdim. Öğrenci olduğum süreçte İşkur'un sosyal çalışma programı kapsamında Ankara Tarım Orman İl Müdürlüğü Yemekhanesinde gönüllü olarak çalıştım, catering sektöründe menü planlama becerilerimi geliştirdim.
Lisans eğitimim esnasında birçok eğitime katılıp kendimi geliştirdim ve "Yetişkin Bireylerin Sezgisel Yeme Davranışının ve Akdeniz Diyetine Bağlılık Düzeylerinin Belirlenmesi" adlı tez ve "Arı Ürünleri: Propolisin Sağlık Üzerine Etkisi" adlı seminer çalışmamı tamamladım.
2021 yılından itibaren aktif olarak online yürüttüğüm mesleğimi Mustafa Kemal Mahallesi'nde açmış olduğum Diyetisyen Beyzanur Özen Beslenme ve Diyet Danışmanlığı merkezinde yüz yüze danışan kabulü ile taçlandırmış bulunmaktayım.
Bu zamana kadar ideal ağırlığına kavuşturduğum birçok danışanım gibi sizlerin de hayatına dokunmayı çok isterim.
devamını oku... Adres: Mustafa Kemal Mahallesi 2143. Sokak 10/10 Kat:2 Çankaya - Ankara
YÜZYÜZE DİYET
Hacettepe üniversitesi mezunu, deneyimli Dyt. Aylin GÜNGÖR olarak hizmet vermekteyiz.
İlk görüşmemizde sağlık durumunun ve beslenme öyküsünün değerlendirmesi yapılarak vücut analizi sonrası diyet planlaması yapılmaktadır.
Görüşmelerimizi hassasiyetle yürütüyor ve her hafta yüzyüze görüşüyoruz (ayda 4 görüşme). Vücut analizi sonrası beslenme programımızı her hafta güncelliyoruz.
Günlük whatsapp takibimiz mevcut. Soru-cevap, öğün takibi ve motivasyon desteği sağlıyoruz.
NOT: MERKEZİMİZDE BÜTÜN COVİD HİJYEN ÖNLEMLERİ ALINMAKTADIR.
ONLİNE DİYET
Online diyette görüşmelerimizi isteğiniz doğrultusunda görüntülü veya sesli olarak telefon üzerinden gerçekleştiriyoruz.
Görüşmeleri haftada 1 kez yapıyoruz.
Her hafta listenizi güncelliyoruz.
Günlük whatsapp takipli ve motivasyonlu ilerliyoruz.
Öğünlerinizin fotoğrafını WhatsApp üzerinden takip ediyoruz.
devamını oku... Adres: Remzi Oğuz Arık Mah. Tunus Cad. 87/3 Tunalı - Ankara
devamını oku... Adres: Ufuk Üniversitesi Caddesi Kızılırmak Mahallesi No:8 Kat:8 Farilya İş Merkezi Çankaya - Ankara
G-Well Sağlıklı ve Sürdürülebilir Yaşam Merkezi 2021 yılı Aralık ayında Uzm.Dyt. Güler TOSUNBAYRAKTAR tarafından kurulmuştur.
devamını oku... Adres: Ümit Mahallesi 2494 Cadde Çamlıca Bulvar Sitesi No:5/2 Ümitköy-Ankara
1977 yılında Kayseri'de doğdum. Lisans eğitimimi Hacettepe Üniversitesinde tamamladım. İntern diyetisyen olarak Hacettepe Yetişkin Hastanesi , Hacettepe Çocuk Hastanesi ve Zekai Tahir Burak Kadın -Doğum ve Çocuk hastanesinde ihtisasımı tamamladım.2000 senesinde diyetisyen olarak mezun oldum.16 yılllık mesleki tecrübemle Klinik diyetisyenliği, Poliklinik diyetisyenliği , Diyaliz diyetisyenliği ve Kurum diyetisyenliği görevleri yaptım.2013 yılında Gazi Üniversitesinde Obezite diyetisyenliği sertifikası aldım.Aynı yıl Başkent Üniversitesinden Kardiyoloji Diyetisyenliği sertifikası aldım.Beslenme ve Diyetetik bilimi ile ilgili birçok eğitim toplantılarına iştirak ederek mesleğimde en doğru bilgileri keşfetmeye devam ediyorum. Uzun yıllar özel bir üniversite hastanesinde çalıştıktan sonra kendi beslenme danışmanlık merkezimi açmaya karar verdim. Özellikle obezitede diyet danışmanlığı , bireysel diyet danışmanlığı, hastalık durumunda tıbbi beslenme tedavisi, gebe ve emzirme döneminde beslenme, sporcu beslenmesi ve eliminasyon (gaps diyeti,glütensiz diyetler,kan grubu diyetleri,besin intolerans test diyetleri) diyet tedavileri ile ilgileniyorum.
Hayatı keşfetmeye devam ediyorum, bu keşifte Sola Unitas ile tanıştım. ICF onaylı Yaşam koçluğu eğitimime devam ediyorum.
Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD) üyesiyim.
Sağlıklı yaşamın temelinde düzenli beslenme ve beslenme alışkanlıkları bulunmaktadır.Bu düzen bozulduğu takdirde tedavisi çok uzun sürebilecek,hatta imkansız derecede zorlaşabilecek hastalıklara yakalanmanın yolu açılmış olmaktadır.
16 yıllık klinik diyetisyenliği tecrübemle; hayatınızda önemli bir yeri olan beslenmenizi keşfetmenize,ne yiyip ne içtiğinizi farketmenize ,tercihleriniz noktasında -optimum beslenme koçluğu - yapmak için sizleri Ekol Diyet Danışmanlık ofisime bekliyorum.
devamını oku... Adres: Mehmet Akif Ersoy Mah. 294. Sokak Wings Ankara Plaza B Blok No:13 Yenimahalle - Ankara
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünde lisans sürecimi şeref öğrencisi olarak bitirdim.
Hacettepe Çocuk Hastanesi, Hacettepe Erişkin Hastanesi, Hacettepe Onkoloji Hastanesi, Hacettepe Hastanesi Mutfağı, Güven Hastanesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi ve Çankaya 3 Nolu Aile Sağlık Merkezinde staj yaparak birçok farklı alanlarda deneyim kazandım.
Kilo almada, kilo vermede, birçok hastalıkta beslenme tedavisinde, yeterli ve dengeli beslenmede bireysel veya kurumsal danışmanlık şeklinde hizmet vermekteyim.
Bilim ışığında öğrendiğim bilgileri sizlerle de paylaşmak isterim.
devamını oku... Adres: Yukarı Bahçelievler Mah. 54. Cadde (Eski 6. Cadde) No: 26/2 Bahçelievler - Ankara
Andulasyon kızılötesi ısı ve mekanik vibrasyon kombinasyonu ile;
Hücre aktivasyonu ( enerji harcama daha sıkı bir cilt, incelme vb.) sağlar.
Daha iyi bir kan dolaşımı iyileşme hızını artırır, varis ve krampları azaltır.
Lenf akışının hızlanması ile ödem ve selülit tedavisini etkiler.
Edorfin sinyaller ile ağrı yönetimini azaltarak daha esnek bir beden sağlar ve ağrıları azaltır. ( Bel- boyun-bacak)
Gevşeme mekanizmalarinin aktivasyonunu ile uykuya dalmayı kolaylaştırır, stres ve gerginliği azaltır.
Bağırsak hareketlerini artırarak kabızlık problemine yardımcı olur.
Andulasyon pro 3 işlemimiz ise;
Her seansta sıkılaşma ve incelme sağlayarak kilo verim hızını ikiye katlıyor ve 5 farklı prensip ile çalışıyor.
Bölgesel incelme sağlayan diğer cihazımız Emshape nedir?
Emshape vücutta kas oranını arttırırken yağ oranını azaltmaya yarayan bir cihazdır.
Emshape dünyada yüksek yoğunluklu odaklı elektromanyetik dalga kullanarak kasları çalıştırırken yağ yakmayı sağlayan ilk ve tek cihazdır.
Emshape cihazı manyetik olarak kaslardaki sinirleri uyarır. Bu uyarılmaya bağlı ortaya çıkan enerji ihtiyacı, kasların etrafındaki yağlardan karşılanır. Bu şekilde vücutta yağ yakımı gerçekleşirken diğer taraftan kasların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi sağlanmaktadır.
Kalça, karın, kol ve bacak bölgelerine uygulanarak bölgesel zayıflama ve bölgesel incelme sağlayan Emshape vücut şekillendirme konusunda çok başarılı sonuçlar vermektedir. Sarkma gibi problemleri de tedavi etmeye yarayan bu uygulama estetik açıdan kişinin güzel bir görünüme kavuşmasına yardımcı olur. Ayrıca ameliyatsız popo kaldırma, karın kaslarını çalıştırıp uzun süre spor yaparak elde edilecek düz ve şekilli bir karna kısa süre içerisinde sahip olma gibi etkilere sahiptir.devamını oku... Adres: Ufuk Üniversitesi Caddesi Kızılırmak Mahallesi No:8 Kat:8 Farilya İş Merkezi Çankaya - Ankara
devamını oku... Adres: Turan Güneş Bulvarı Yukarı Dikmen Mahallesi Yıldız Kule İş Merkezi Kat:8 No:36 Çankaya – Ankara
DietWorks Beslenme Danışmanlığı
DietWorks, Çankaya şubesi başta olmak üzere 7 farklı şubesi ve alanında uzman diyetisyen kadrosuyla yüz yüze ve online olarak hizmet veren Türkiye'nin en büyük Beslenme Danışmanlığıdır. Yüz yüze veya online tüm randevularınızda ilk görüşmeleriniz ücretsiz olarak gerçekleştirilmekte olup, yüz yüze görüşmelerimize özel tüm şubelerimizde her seans vücut ölçüm ve analizleriniz gerçekleştirilmektedir.
DietWorks Beslenme Danışmanlığı 9-16 yaş çocuklardan her yaş grubunda yetişkinlere, gebelik süreci devam eden ya da emziren annelere, polikistik over, hashimato, hipotiroidi-hipertiroidi, tip 2 diyabet gibi sağlık problemleri nedeniyle sağlıklı ve doğru beslenmeye ihtiyaç duyan bireylere kadar geniş bir yelpazede danışanlarımıza hizmet vermektedir. Ayrıca gerçekleştirilen görüşmelere bağlı olarak haftalık kişiye özel beslenme programları hazırlanmaktadır.
Detaylı bilgi ve randevu için Çankaya ve diğer şubelerimizde bizleri ziyaret edebilirsiniz.
Sizin Hedefiniz Bizim İşimiz…
devamını oku... Adres: Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi No:4/9 Bahçelievler-Ankara
Ben Diyetisyen Aylin Koyuncu
Kişiye Özel Beslenme Programı, Kilo Alma & Kilo Verme, Hastalıklarda Beslenme, Anne Çocuk Beslenmesi, Belirtilen konularda danışmanlık alarak benimle bu yola başvurmak istiyorsanız size ulaşabilmem ve sizi daha yakından tanımam için ön görüşme formunu doldurmanız yeterlidir. Online görüşme sağlanarak haftalık analizler ve beslenme planı yapılır. Sağlıklı tarif önerileri verilir. Birlikte çıktığımız bu yolda whatsapp üzerinden fotoğraflı öğün takibi ve soru sorma imkanıyla, sizlere beslenme alışkanlığı sağlamaktadır.
devamını oku... Adres:
B&A CLINIC, beslenme ve psikoloji alanlarında insan sağlığına hizmet vermeye Ankara'nın Balgat semtinde Cevizlidere mahallesinde 2023 Haziran ayından bu yana devam eden, sektöre yeni bir soluk getiren; hizmetleri, genç, dinamik ve uzman kadrosu ile gelişmeye ve büyümeye her geçen gün devam eden bir sağlıklı yaşam ve gelişimsel destek merkezidir.
Alternatifli tarifler, kişiye özel egzersiz ve besin takviyesi önerileri ile zenginleştirilmiş takipli online ve yüz yüze beslenme ve diyet danışmanlığı, en gelişmiş ve güvenilir cihazlar ile bölgesel incelme, psikolojik destek ve mental bozukluklar üzerine online ve yüz yüze psikolojik danışmanlık, özel eğitim destek alanlarında multidisipliner yaklaşım benimseyerek çalışmalarını yürüten B&A CLINIC, aynı zamanda kurumlara eğitim ve danışmanlık hizmeti vermekte; beslenme ve psikoloji alanları kapsamında akademik çalışmalarını yürütmektedir. Ek olarak, aile danışmanlığı, çocuk&ergen&yetişkin değerlendirme testi uygulamaları, bebek&çocuk oyun grupları/atölyeleri ve hacamat tedavisi (kupa terapi) hizmetleri verilmektedir.
Psikolog Havvanur Arslan & Diyetisyen Beyzagül Arslan
Dyt. Beyzagül ARSLAN, lisans öncesi eğitimlerinden sonra Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nden 4 yıllık lisans eğitimini tamamlayarak yüksek onur derecesi ile mezun olmuştur. Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Özel Koru Ankara Hastanesi'nde yetişkin hastalıklarında beslenme, Ankara Şehir Hastanesi Çocuk Hastanesi, Kadın/Doğum Hastanesi'nde çocuk hastalıklarında beslenme ve kadın sağlığı alanlarında deneyim kazanmıştır. Doç.Dr. Kübra TEL ADIGÜZEL danışmanlığında 'Sağlık Personellerinin Besin Güvenliği Bilgi Düzeyi ve Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi' adlı tez ve 'Ankilozan Spondilit Hastalarında Düşük Nişasta Diyetinin Potansiyel Etkisi' adlı seminer çalışmalarını yürütmüştür. Dr.öğr.üyesi Tuğba KÜÇÜKKASAP danışmanlığında yürüttüğü 'Tip 1 Diyabet Çocuk ve Ergenlerde Karbonhidrat Sayımı: Olgu Sunumu' adlı sözel bildiriyi VI. Uluslararası Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kongresi/Sağlık ve Sosyal Hizmetler Öğrenci Kongresi'nde sunmuş, aynı zamanda bu çalışma kongre kitapçığında yayımlanmıştır. Bilimsel Fitoterapi Platformu ve Gastroenteroloji Diyetisyenleri Derneği birlikteliğinde hazırlanıp yürütülen Diyetisyenler İçin Bilimsel Fitoterapi Eğitimi Programı, Commission on Dietetic Registration, EuropeActive, BDA (The Association of UK Dietetians) tarafından onaylı ve akrediteli Uluslararası Fitness Beslenmesi Uzmanlık ve Spor Beslenmesi Uzmanlık Programlarını başarıyla tamamlamıştır. Yaşam boyu eğitime ve sürekli gelişime inanan biri olarak 2020 yılından bu yana II.üniversite kapsamında Atatürk Üniversitesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü ile eğitim hayatına devam etmektedir. 2023 Haziran ayı itibariyle kurucu ortağı olduğu B&A CLINIC Sağlıklı Yaşam ve Gelişimsel Destek Merkezi bünyesinde yurt içi ve yurt dışı yüz yüze/online diyet danışmanlığı ve bölgesel incelme hizmetleri vermektedir.
devamını oku... Adres: Cevizlidere Mahallesi 1245 Sokak 3/A Çankaya - Ankara
devamını oku... Adres: Yeni batı Mahallesi Şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk Bulvarı No:24/3K (Botanik Park Evleri ) Batıkent - Ankara
Yakın Doğu Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden burslu olarak başarı ile 2019 yılında mezun oldum. Şu anda Ankara'da , Ortak Kurucusu olduğum Ataform Diyet ve Spor merkezinde hem klinik hem sporcu beslenmesi yüz yüze ve online diyet danışmalık hizmeti vermekteyim. Bunun yanında diyetisyen öğrencileri ve diyetisyenlere özel eğitimler vermekteyim. Diyet ve Araştırma Birliği yönetici ekibinde de aktif olarak görev yapıyorum.
AKNE VE GÜNCEL TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
Cilt sağlığı, kişilerin parmak izi gibidir. Vücudun içten gelen sorunlarını özellikle beslenme ilişkisini yakından etkilendiği bilinmektedir. Diyetle alınan besin öğeleri kişilerin deri (epidermis ve dermis) sağlığının normal çalışmasını sağlar . Beslenme yetersizliği, diyette dengesizlik, toksik maddeler cildin dengesini bozabilir.
Akne Vulgaris, nedeni birçok faktöre bağlı derinin kronik inflamatuar bir hastalığıdır.(1) Çeşitleri, komedon (iltihabi olmayan yağ bezeleri) , papül (iltihabi akneler kabartı), püstül(sivilce), kist(kese) şeklinde görülmektedir. (1,4)
AKNENİN 4 ANA NEDENİ:
Artmış sebum üretimi
P.acne (Propionibacterium acne) bakterisinin ciltte çoğalması
Gözeneklerin tıkanması(foliküler keratinizasyon)
İnflamasyon (1,2,4,5)
Ve diğer rol oynayan faktörler ;
Beslenme
Hormonal bozukluklar (pkos)
Stres (1,2,5)
AKNE VE BESLENME
Akne tedavisinde diyet önemli bir etkendir . Diyetin akne üzerinde etkisi üç yönden ele alınabilir:
BATILI DİYET TARZI (yüksek glisemik indeks(Gİ)ve yüksek glisemik yük(GY))
Yüksek miktarda ve rafine edilmiş karbonhidrat tüketiminin akne patogenezinde anahtar rol oynadığı bilinmektedir.(1) Yüksek glisemik yüklü diyetlerin akne alevlenmesi üzerine etkisi birkaç plasebo ve vaka-kontrollü çalışma ile teyit edilmiştir. (1,5)
Yüksek glisemik yük içeren karbonhidratların kronik tüketimi, uzun vadede hiperinsülinemi ve insülin direncine yol açabilir. (1,5)
Glisemik indeks (Gİ) karbonhidrat alımıyla birlikte kan glukozu yüksekliğini, glisemik yük (GY) ise karbonhidrat içeriğine bağlı olarak glisemik indekse ve porsiyon büyüklüğüne göre etki eder. (1,5) Kısaca yüksek Gİ/GY diyet, insülini ve IGF-1(insülin benzeri büyüme faktörü-1) aktivitesini artırır. Uzun süreli hiperinsülinemi yağ bezi ve foliküler keratinizasyonu etkiler ve IGF, IGFBP-3 yolları içeren sinyal kaskadını başlatır ve IGFBP-3 aktivitesinde azalmaya neden olur. Azalan IGFBP- 3, IGF-1 biyoyararlanımının artmasına neden olur.(1,5)
Bireylerin diyetlerinde enerjinin karbonhidrattan gelen yüzdesinin akne lezyonlarının sayısına etkisini değerlendiren bir çalışmada diyet enerjisinin karbonhidrattan gelen oranının %45'den daha az olmasının akne lezyonlarının sayısını azalttığı belirtilmiştir (Smith ve diğ., 2008)(5)
Süt Tüketimi
Süt düşük Gİ'i olmasına rağmen, süt IGF-1 içermekte ve bu içerikte sütün yağsız kısmında yer almaktadır ve süt tüketiminin artışı kanda IGF-1'in artışına neden olur. Bu nedenle yağsız süt ve süt tüketimi akne oluşumu, gözeneklerin tıkanması ve akne sayısını etkilemektedir.(1,4) İnsülin ve IGF-1 , yumurtalık ve testislerde androjenlerin sentezini uyarır ve erkek hormonlarına(androjenler)bağlıyağ üretimini artırır. Akne tedavisinde yağsız süt eliminasyonu yapılmalıdır. Diğer tam yağlı süt ve süt ürünlerinde kısıtlama yapılmalıdır. (1,2,4,5)
OMEGA-6 VE OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ TÜKETİM ORANI
Cildimiz yağ alımı ile doğrudan ilişkilidir. Hücre zarı lipitlerden oluşmaktadır. Elzem yağ asitleri ω-3, ω-6, ω-9 doğrudan hücre yapısına yani cilt yapısına girerler.(1) ω-3, EPA ve DHA içeriği ile cilt inflamasyonlarına karşı kullanılırlar.(1) Besinlerle ω-6 ve ω-3 (ÇDYA) yağ asitlerinin tüketim oranı inflamasyonu etkileyen en önemli diyet faktörüdür. Günümüzde yaygınlaşan batı diyet tarzı ω-6 yağ asidinin daha yüksek olması ve işlenmiş yiyeceklerle birlikte ω-3 yağ oranına göre daha baskın olmasına neden olmaktadır. Batılı olmayan diyet tarzında ω-6/ω-3 oranının 2:1-3:1 arasında olduğu bilinirken, günümüz batı diyetlerinde ω-6/ω-3 oranı 10:1' e kadar çıkmıştır.(1) Proinflamatuar stokin üretimini artırarak akne gibi çeşitli inflamatuvar hastalıklara yol açar. (1,2,5)
Akneli hastalarda, diyetler ω-3 yağ asitlerinin artırılması inflamatuvar sitokinlerin üretilmesini engeller ve özellikle kistik sivilcelerin şiddetini %70 oranında azaldığı gösterilmiştir. İşlenmiş besinler, süt tüketimi ,rafine şeker ve rafine edilmiş et ürünleri yerine tamamen mevsiminde tüketilen taze sebzeler ve meyveler , yağsız et,tavuk,balık ürünleri ile beslenme örüntüsü değiştirilmelidir. (1,2,5)
ANTİOKSİDANLAR
Antioksidanların kollajen ve elastin gibi cildin yapısını destekleyerek serbest radikal hasarını azaltmak, güneşten korunma, bakteriyel enfeksiyona karşı direnç ve vücudun savunma mekanizmasını destekleyen en önemli içeriklerdir. (1)
A vitamini: Retinoik asit, dışarıdan gelen zararlı Ultraviyole (UV) ışınlarına karşı koruma , inflamasyon ve deri kalınlaşmasını önler . (özellikle ufak çukur görünümü selülit denilen yapıyı azaltmaya ve düzenleyici etki gösterir.)(1,3)
C vitamini: Prokollajen prolin için kofaktördür. Kollajen sentezi için şarttır. (1)
Çinko: Hasarlı dokuda fibroblastların çoğalmasını sağlar, kollajen sentezini destekler ve yara iyileşmesinde etki gösterir. Çinko reaktif oksijen türlerini engelleyerek doku hasarını azaltır. (1,2)
Selenyum: Doku elastikiyeti sağlarken glutatyon peroksidaz enziminin yapısında bulunur ve hücreleri oksidatif stresten korur. (1,2)
Hyaluronik asit: Deri dokusunda jel formda bulunur ve deriyi nemlendirir. Mekanik ve kimyasal hasaea karşı tampon görevi görür. Özellikle hava kirliliği ve güneş ışığının zararlarından koruyarak aynı zamanda yaşlanma ile birlikte vücutta azalır. (2)
Koenzim Q10: Kozmetik ürünlerde sentetik formda bulunur. Derinin nemli kalması, kırışıklıklar, UV hasara bağlı gelişen cilt hasarında düzelme sağlar. (2)
Çay özleri: Birçok sebze ve meyveye göre daha fazla antioksidan etkiye sahiptirler. En bilinen ve etki gösteren yeşil çay içeriğindeki epigallokateşin(EGC),epigallokateşin-3 gallat (EGCG) UV ışınlarına karşı koruyucu, akne şiddetini azaltma ve sakinleştirmede etkili olduğu gözlemlenmiştir. Akne tedavisinde çeşitli ürünler ile yardımcı cilt yüzeyinde iyileştirici etki gösterir. (6)
Zerdeçal: Kurkumin ana etken maddesi, anti-inflamatuar, kollajen sentezi, hücre çoğalması ve yenileme, hızlı yara iyileşmesi ve reaktif oksijen türlerini azaltarak antioksidan etki gösterir. (1,2)
AKNE TEDAVİSİNİ DESTEKLEYECEK ASİTLER (Dışarıdan kullanılan ürün içerikleri)
Siyah nokta (açık komedon) ve beyaz nokta (kapalı komedon) için:
-Benzoil peroksit
-Retinoid grubu
-Azelaik asit
-Salisilik asit (6,7)
Orta derecedeki sivilceler için:
-Benzoil peroksit
-Retinoid ailesi
-Azelaik asit
Nodül ve kist şeklinde görülen akne için:
-Isotretinoin (Roaccutane)
-Hormonal terapi (Kadınlar için)
-Antibiyotik tablet
(6,7)
Ancak bunlar dışında onaylanmış farklı tedavilerde var. Örnek olarak lazer/LED ışık terapisi veya kortikosteroid enjeksiyonu gibi. Lütfen bunlar için dermatologunuza başvurun.
Kaynakça
1-H.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi Cilt:5, Sayı:1, 2018 doi: 10.21020/husbfd.337532
2-Turk J Dermatol 2012; 6: 138-49 • DOI: 10.5152/tdd.2012.31
3-Bremner JD, Shearer K, Mc Cafery P. Retinoic acid and affective disorders: the evidence for an association. J Clin Pschiatry 2012;73:37-50.
4-Melnik Linking diet to acne metabolomics, inflammation and comedogenesis: an update. Clin Cosmet Investig Dermatol 2015; 8: 371-88.
5-Emiroğlu N, Cengiz FP, Kemeriz Insulin resistance in severe acne vulgaris. Postepy Dermatol Alergol 2015; 32(4): 281-285.
6-Significance of diet in treated and untreated acne vulgaris, Adv Dermatol Allergol 2016; XXXIII (2): 81–86
7-Practical management of acne for clinicians: An international consensus from the Global Alliance to Improve Outcomes in Acne . J Am Acad Dermatol 2018 Feb;78(2 Suppl 1):S1-S23.e1.
Dyt. Şeyma YALÇIN ALMASALMAH
HER YÖNÜYLE KETOJENİK DİYET
KETOJENİK DİYET NEDİR?
En popüler kilo kaybı sağlayan alternatif diyet yöntemi olarak görülen düşük karbonhidratlı diyetler arasındadır. Ketojenik diyet neredeyse bir yüzyıldır epilepsi gibi nörolojik hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır. KD, günlük 50 gram'dan az karbonhidrat tüketimi olarak tanımlanır. Bu konuda gerçekleştirilen araştırmalar ketojenik diyetin epileptik çocuklarda nöbetlerinde büyük azalmaya neden olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte sonradan ketojenik diyetin özellikle metabolik, nörolojik veya insülinle ilişkili hastalıklarda birçok sağlık yararı sağlayabileceğine dair sonuçlar veren çeşitli araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Ketojenik diyet, çok düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir diyettir. Karbonhidrat alımını büyük ölçüde azaltmayı ve onu yağ ile değiştirmeyi içermektedir. Epilepsi tedavisinde uygulanan 1 g/kg/gün protein, 10-15 g/gün karbonhidrat ve kalan enerjinin yağlardan karşılayacak şekilde planlanarak uygulanır. Karbonhidratlardaki bu azalma, vücudu ketozis adı verilen metabolik bir duruma sokar. Daha sonra vücut, beyin için enerji sağlayabilen moleküller olan yağları ketonlara dönüştürmeye başlar. Sonuç olarak vücut ve beyin karbonhidrat yerine yakıt için yağ ve ketonları yakmada verimli hale gelir. Kaliteli yağlar açısından zengin, protein açısından yeterli ve net karbonhidratlar (toplam karbonhidrat eksi lif) bakımından düşük bir diyet tüketen vücudun metabolizması, karbonhidrat yerine ana yakıt kaynağı olarak yağı kullanmaya başlar. Bu değişimin hem hastalar hem de sağlıklılar için metabolizma üzerinde derin etkileri vardır. Diyet, birçok nörolojik durumu ve metabolik bozukluğu iyileştirmek veya tersine çevirmek için umut vaat ediyor. Sağlıklı kişiler için diyet, kronik hastalığı önlemenin yanı sıra biliş ve vücut kompozisyonunu (yani yağ kaybı) optimize eden bir aracı temsil eder.(1,3,7)
Ketozis nedir?
Ketoz terimi, yağın kullanılabilir enerjiye parçalanmasının, keton cisimcikleri veya kısaca ketonlar olarak adlandırılan bir yan ürününü ifade eder. . Ketozis, çok düşük karbonhidrat alımına bağlı olarak gerekli olan glikozun yağ asitlerinden ve depo yağlardan kullanılmasıyla kan keton seviyelerinin normalin üzerine çıktığında vücut ketozise girer. Ketoz, kan keton seviyelerinin>5 milimolar / L olması olarak tanımlanır.
.
Vücudumuz normalde ana enerji kaynağı olarak glikozu kullanır. Besin alımı ile alınan karbonhidrat kaynakları glikoza çevrilerek metabolizmaya katılmaktadır. Örneğin; patatesteki nişasta glikozdan oluşur. Glikoz molekülleri glikojen olarak kaslarımız ve karaciğerimizde depolanır. Bu depolanan glikojen yıkılarak glikozlara çevrilir. Bu glikozlar da enerji olarak kullanılır. Vücudumuza aldığımız karbonhidratın kısıtlanması belli bir süre sonra glikojen depolarını ( 2-3 gün) içerisinde tüketir.
Bu depolar tükendikten ve vücudun kullanacağı glikoz kaynağı azaldığından vücut hayatta kalmak için başka bir enerji kaynağına ihtiyaç duyar. Bu nedenle ikincil enerji kaynağı olan yağ depolarımızdan enerji sağlanmaya başlanır. Kan glikoz seviyeleri düşmesi ile beyne gerekli olan enerjiyi sağlamak için karaciğer yağ moleküllerinden ketonları üretmeye başlar. Keton cisimleri karaciğerde üretilir ve iki tiptedir: asetoasetat ve β-hidroksibutirat.
Ketonlar vücuda ve beyne gerekli enerjiyi sağlar. Ketojenik bir diyette, vücudunuz insülin seviyelerinde azalma ve artan yağ parçalanması dahil olmak üzere birçok biyolojik adaptasyona uğrar.(4,6,7)
KETOZİSE NASIL GİRİLİR?
Tam ketozise girmeden önce genellikle 7-30 gün gerekir. Vücut ketozise girdiğinde, enerji için kullanmadığı fazla ketonlar idrar ve nefes ile atmaktadır. Asetoasetat, aseton ve beta-hidroksibutirat idrarda, kanda ve nefeste ölçülebilir. Ketojenik diyetin olumlu etkilerini gözlemleyebilmek için 3-4 ay gibi bir süre diyet devam ettirilmelidir(4,7)
Ortalama bir yetişkin için 48 saatlik bir oruç genellikle ketozise neden olur. Bu oruçtan sonra, klasik ketojenik diyeti uygulamak, ketozda kalmanızı sağlar. Oruca ilk gün yatmadan en az 3 saat önce başlamanızı ve 2 gün sonra aynı saatte yemek yenilmelidir. Ketojenik diyet,yüksek yağlı, orta düzeyde protein ve çok düşük karbonhidrat diyeti uygulamak ketozise neden olur ve bu süreç minimum 2-3 hafta içerisinde gerçekleşir. (4)
KETOJENİK DİYET İÇERİĞİ NASIL OLMALIDIR?
Ketojenik diyet, aslında ketojenik ve antiketojenik besinlerin belirli oranda tüketilmesi ile uygulanır. Vücutta Ketojenik/Antiketojenik (yağ/karbonhidrat+protein)oranın 1.5:1 şeklinde olması ketozis oluşması için yeterlidir. Ancak etki gösterebilmesi için Ketojenik/Antiketojenik oranın en az 3:1 oranında olması gerekir. Kas kütlesi korunumu için bireyler ortalama 1.0-1.2 g/kg/gün protein tüketmelidir. Diyette kullanılan yağ türü önemlidir. Bitkisel yağ kaynakları tercih edilmelidir.(1,6)
Ketojenik diyetler yalnızca klinik gözetim altında yapılmalıdır.
KETOJENİK DİYET TÜRLERİ:
Standart ketojenik diyet: 4:1 oranındadır. %80 yağ, %15 protein,%5 karbonhidrat oranı uygulanır. (1,5)
Yüksek Proteinli ketojenik diyet: Standart ketojenik diyete benzer ancak protein oranı daha yüksektir. %60 yağ, %35 protein ve %5 karbonhidrattır.
Döngüsel ketojenik diyet: Bu diyet profesyonel vücut geliştirme ve fitness yapan sporcuların sıklıkla uyguladığı bir yöntemdir. Haftanın 5 günü standart ketojenik diyet ve geri kalan 2 günü ise yüksek karbonhidrat alınan bir beslenme şeklidir.
KETOJENİK DİYET VE KİLO KONTROLÜ
Vücutta birincil yakıt kaynağı olarak glikoz kullanıldığı için karbonhidrat alımının sınırlı olduğu diyette yakıt olarak yağ asitlerinin parçalanması ile enerji elde edilir. Yağ asitleri diğer kaynaklara göre (glikoz) 10 kat daha fazla enerji açığa çıkarmaktadır. Ancak yağ asitleri glikoza (karbonhidrat) göre çok daha yavaş okside olmaktadır. Bu nedenle ketojenik diyet, hızlı enerji tüketimi gerektiren durumlarda olumsuz etki gösterebilmektedir. Ketojenik diyetle alınan ve depolanmış yağ asitleri glikoza dönüştürülerek yakıt olarak kullanılır. Böylece vücuttaki depo yağ miktarında azalma (lipoliz) ve yağ kütlesinde kayıp gözlemlenir. Çok düşük karbonhidrat alımında vücut depo yağlardan ve yağ asitlerinden glikoz yapımına geçer. Diğer diyetlere göre ketojenik diyet ile kilo verme hızı 2 kat daha fazla ağırlık kaybı olarak ve abdominal yağ oranında düşüş gözlemlenmiştir. Gözlemlenen ağırlıktaki azalma büyük çoğunlukla glikojen depolarının boşalması ve vücudumuzdaki su tutulumun atımı olduğu bilinmektedir. (1,3,6)
Ketojenik diyetin normal bir bireyin uygulamasında ağırlık azalmasındaki sebep kalori açığı oluşturulmasından kaynaklıdır. Bunun yanı sıra nörolojik hastalıklarda olumlu etkiler gözlenmiştir.
KETOJENİK DİYETİN VÜCUDUMUZA ETKİSİ
Ketojenik diyetin ayırt edici özelliklerinden biri, kan şekeri seviyelerinde azalma ve ketonlarda artıştır. Yüksek karbonhidratlı bir diyet kan şekeri ve insülin seviyelerini sürekli olarak yükseltebilir bunun yanında ketojenik diyet ,iştahta etkili olan ghrelin, kolesistokinin ve peptid YY hormonlarının konsantrasyonları değişmektedir. Beslenmede enerjinin yağlardan ve proteinlerden sağlanması bireylerde tokluk hormonlarının(leptin,Peptid YY,GLP-1)artmasına neden olmaktadır. (1,6,7)
Ketojenik diyetlerle ketojenik olmayan diyetlerin uygulanmasının kısa vadede ağırlık kaybı üzerinde etkilerinin benzer olduğu ancak uzun vadede yürütülemediği (4 haftadan uzun) belirtilmektedir. Düşük karbonhidratlı diyetler karın bölgesindeki yağlanmayı azaltıcı etki göstermektedir. (1,4)
Ketojenik ve antiketojenik diyetler arasında insülin direnci açısından bir fark yoktur(1,4).
Ketojenik diyet yapılan çalışmalardan bazıları herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığını ancak yüksek protein alımının böbrek yetmezliği öncüsünün en önemli nedenlerinden biri olduğunu belirtmektedir. (5,6)
Ketojenik Diyetin çeşitli hastalık durumları için terapatik faydalarını gösteren yüzlerce çalışma yapılmıştır. Başlangıçta epilepsi üzerindeki etkileri için incelenen diyet, şu anda aşağıdakiler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, altta yatan metabolik düzensizliği olan çok sayıda hastalık için umut vadediyor:
Epilepsi
Beyin Tümörü / Kanseri
Alzheimer hastalığı
Parkinson hastalığı
Travmatik Beyin Hasarı
Mitokondriyal Hastalık
Otizm
Beyin Sağlığı
Diyabet: Tip-I ve Tip II
Size veya sevdiğiniz birine yukarıdaki hastalıklardan herhangi biri teşhisi konduysa, genetik olarak bunlardan herhangi birini geliştirmeye yatkınsanız veya yaşam tarzınızın veya çevresel faktörlerin bunlardan herhangi birini geliştirme şansınızı artırabileceğini düşünüyorsanız, uzman kişiler ile birlikte ketojenik diyet tedavisi uygulanabilir.
Ketojenik diyet, vücut yağı, HDL kolesterol seviyeleri, kan basıncı ve kan şekeri gibi kalp hastalıklarını ortaya çıkarabilen risk faktörlerini iyileştirebilir. Keto diyetinin Alzheimer hastalığının semptomlarını azaltabildiği ve ilerlemesini yavaşlatabildiği gözlemlenmiştir.(2)
Bunlara ek olarak parkinson hastalığının semptomlarının hafifletilmesine, polikistik over sendromunda önemli bir rol oynayabilen insülin seviyelerini azaltmaya yardımcı olduğuna ve düşük insülin seviyelerinin yanı sıra daha az şeker veya işlenmiş gıdaların kullanılması sayesinde sivilce ve aknelerde azalmaya yol açtığına dair küçük çaplı çalışmalar gerçekleştirilmiştir.(2,6)
Düşük karbonhidratlı diyetlerin zorluklarından biri, daha az sebze, meyve ve tahıl alımına sahip olması ve zararlı olabilecek yağ alımının artmasıdır. Artmış yağ tüketimi ile uzun süreli düşük karbonhidratlı diyetler inflamatuar yolları, oksidatif stresi teşvik etmek ve yaşlanma biyolojik teşvik ileri sürülmüştür.(3,4)
METABOLİZMA
İnsanlarda açlık sırasında kan şekeri seviyeleri karaciğerde glikojenin parçalanmasıyla sürdürülür ve endojen glikozun kas ve de novo üretimi ("Glukoneogenez") ile gerçekleşir.(1,6,7)
Keton cisimcikleri terimi, üç metabolit anlamına gelir: asetoasetat, β-hidroksibutirat ve aseton. Uzun süreli açlık sırasında, yağ asitleri, adipositlerde depolanmıştrigliseritin parçalanmasıyla oluşur (lipoliz).Karbonhidratın azaltılması veyeterli protein alımı serum insülin seviyesinin düşmesine neden olur, bu da serum glukagon seviyesini arttırır.(6,7)
İnsülin / glukagon (I / G) oranı, lipoliz, glikojenoliz ve glukoneogenezin anahtar belirleyicisidir. Yüksek I / G oranı, lipid ve glikojen üretimini uyarır. İnsülin aracılı glikoz akışı, düşük bir I / G oranı glukagon aracılı lipolizi uyarır. Bu nedenle vücuttaki depo yağ miktarı azalmaktadır. (6,7)
YAN ETKİLER
Kabızlık
Kolesterol yüksekliği
Kemik erimesi
Uykusuzluk
Sıvı ve elektrolit dengesinde bozukluk, kalsiyum ve sodyum atımının artması ile osteoporoz riski
Kardiyak aritmiler ile ölüm riski
Merkezi sinir sistemini etkileyerek baş ağrısı, konsantrasyonbozukluğu, sinirlilik
Mensturasyon düzensizliği
Ağız kokusu
Mide bulantısı
Ek olarak, Sebze meyvelerin eksik alınması vücut için gerekli olan kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi minerallerin yeterince alınamamasına yol açarak hipertansiyon riskini artırmaktadır. Düşük posa alımı nedeni ile mikrobiyata etkilenir ve bağırsak hareketleri olumsuz etkiler.
KAYNAKÇA :
1. Iacovides S, Meiring RM. The effect of a ketogenic diet versus a high-carbohydrate, low-fat diet on sleep, cognition, thyroid function, and cardiovascular health independent of weight loss: study protocol for a randomized controlled trial. Trials. 2018 Jan 23;19(1):62
2. Włodarek D. Role of Ketogenic Diets in Neurodegenerative Diseases (Alzheimer's Disease and Parkinson's Disease). Nutrients. 2019 Jan 15;11(1). pii: E169.
3. Dashti HM, Mathew TC, Hussein T, et al. Long-term effects of a ketogenic diet in obese patients. Exp Clin Cardiol. 2004;9(3):200–205.
4. Paoli A, Bosco G, Camporesi EM, Mangar D. Ketosis, ketogenic diet and food intake control: a complex relationship. Front Psychol. 2015 Feb 2;6:27.
5. Masood W, Uppaluri KR. Ketogenic Diet. [Updated 2019 Mar 21]. In: StatPearls [Internet]. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2019 Jan-. Available from: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499830/
6-J Clin Endocrinol Metab.2017;102:488-98
7-Endocrine.2016;54:681-90
BAĞIRSAK MANTARI (CANDİDA)
Candida albicans ağızda başlayan sindirim sisteminde yaşayan çok sayıdaki mikroorganizmadan biridir,bir mantardır.
Candida albicans, endojenik(dahili,iç) olan mantar grubundadır.
Sağlıklı bir insan için en önemli etken bağırsak florasıdır.Bağırsak florası, normal doğum sonrasında bebeğin anne vajen florasını yutması ile oluşmaya başlar. Doğumla başlayan ve zamanla olgunlaşan floranın dengesi tüm yaşamsal (beslenme,su,ilaçlar,stres,hastalıklar vb.)faktörlerden etkilenir.
Bağırsak florasının herhangi bir nedenden bozulursa Candida albicans sayısı artmaya başlar ve ''candidiyozis'' olan bağırsak mantar enfeksiyonu ortaya çıkar.
CANDİDİYOZİS'İN GETİRDİĞİ HASTALIKLAR
Candidiyozis tablosunda, normalde tekhücreli olan Candida kontrolden çıkarak çokhücreli,ipliksi ve istilacı şekle dönüşür.
Candida'nın bağırsak duvarına tutunması sonucunda, immünolojik hasar,bağırsak mukozasının geçirgenliğini bozar.
Bağırsak bariyerinin bozulması,besin alerjisi ve besin duyarlılığına yol açmaktadır.
Tam bir Candida analizi için hastanın gaita analizi ve kineziyolojik manuel kas testi kullanılır.
BAĞIRSAK MANTARI(CANDİDA) NEDENLERİ
Bozulan bağırsak florası (Disbiyozis)
İlaç kullanımı (özellikle antibiyotik ve steroidler, ağrıkesiciler )
Aşırı ve kronik stres, gerginlik
Tek yönlü beslenme, hazır besin tüketimi, rafine karbonhidrat ağırlıklı beslenme
Kronik rafine şeker ve alkol tüketimi Candida'nın en öneli etkenlerindendir.
Yeterli su içmemek
Ağız ve diş sağlığının bozuk olması
Vücut yağının normalin üzerinde olması
Diyabet
''Bağırsak florası bozulmadan Candida gelişmez. Bağırsak floranıza önem verin .''
Bağırsak Mantarı (Candida) Semptomları
Yorgunluk
Kaşıntılı , yanan gözler
Beyaz kaplamalı dil
Şişkinlik
Ağız ülseri
Cilt kızarıklıkları
Sinirlilik hali , depresyon
Konstipasyon , diyare , anüste kaşıntı
Kilo verememe
Şekere duyulan sürekli açlık/istek ;bağırsak mantarlarının şeker molekülleri besini olabilir? tüketmesi nedeniyle oluşan bir durumdur .(değiştirebilirim)
Eklem ve kas ağrıları : Mantarların salgıladığı mitotoksinler eklem ve kaslarda yoğunlaşarak ağrılara sebep olur.
KENDİNİZİ KONTROL EDİN
Kendinizde şişkinlik,kabızlık ,aşırı tatlı yeme isteği , sık tekrarlayan ishal , makatta kaşıntıve kızarıklık , ağız kokusu , kronik yorgunluk , konsantrasyon eksikliği , unutkanlık , cinsel isteksizlik , aşırı açlık hissi , kramp ve titreme , burun tıkanmasıbaş ağrısı , eklemlerde şişme ,geçmeyen ve sık tekrarlayan akne , sık idrar yolu enfeksiyon u var ise Candidan şüphelenmelisiniz.
Candida İçin Çözüm
Bağırsak mantarı tedavisi çok yönlü olmalıdır. Candida sadece bir ilaçla öldürmek mümkün değildir. Tedavide en önemli birincil basamak bağırsak işlevinin düzenlenmesi ve tıbbi beslenme tedavisi ile Candida'nın aç bırakılarak bedenin tekrar regüle edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle bütüncül bir tedavi yöntemi izlenmelidir.
Tedavi yöntemleri :
1-Bitkisel ve kimyasal ilaç kombinasyonu
2-Rafine karbonhidrat içermeyen yeterli ve dengeli bir beslenme planı
3-Nöralterapi
4-Fiziksel aktivite
5-Kolon hidroterapi
1-Bitkisel ve kimyasal ilaç kombinasyonu : Kişinin gerekli ilaç kullanımı yanında eksik vitamin ve mineral takviyesi yapılması çok önemlidir.
2-Diyet : Yeterli ve dengeli bir beslenme planı aslında tedavi için değil tamamen bir beslenme alışkanlığı edinilmesi ve yaşam şekli haline gelmesi gerekmektedir.
NE YEMEMELİYİZ?
Candida albicans'ın en önemli besini şekerdir. Sofra şekeri ve içeren her tür yiyecek, beyaz un ve türevleri (özellikle kurabiye kek türü besinler pişirilme işleminden dolayı iki kat zararlı hale gelir ) ,her çeşitalkol
Olgun meyveler (Gİ yüksek olanlar dahil ), Glisemik indeksiyüksek kuru meyveler
Pirinç , bulgur ,hazır sirke , soya sosu , mayalandırılmış yiyecekler
NE YEMELİYİZ
D VİTAMİNİ
D vitamini, hormon benzeri fonksiyonları olan bir grup steroldür.
Yağda eriyen vitamindir. Kalsiferoller olarak adlandırılır. D vitamini etkisi gösteren 10 farklı bileşik vardır. En önemlisi; kolekalsiferol(D3) ve ergokalsiferol(D2) vitaminidir. Benzer yolla metabolize edildikleri için D vitamini olarak ortak isimle anılırlar. D vitamininin diğer vitaminlerden farklı özellikleri vardır. Bunlar;
-Vücutta sentezlenebilirler.
-D3 vitamininin aktif formu yoktur. Ancak bundan aktif formlar meydana gelebilir.
Başlıca görevi; intestinal kalsiyum ve fosfor emilimini sağlayarak parathormon ile birlikte organizmanın fosforve kalsiyum dengesini düzenlemektir.
D vitamini kaynakları
%90-95 kadarı güneş ışınlarının etkisi ile sentezlenir. Marina balığının karaciğer yağı, diğer yağlı balıklar(somon, uskumru, sardalya vb.), süt, yumurta sarısı, tereyağ, tatlı patates, yulaf, brokoli, maydonoz, yosun ve mantar gibi besinler yüksek miktarda D vitamini içerir. Ancak hiçbir gıda maddesi günlük D vitamini ihtiyacını karşılamaya yetmez. En önemli kaynak güneştir.
D vitamini yetersizliğinde
Çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi klinik tablosuna neden olmaktadır.
Kas güçsüzlüğü, kemik ağrıları görülmektedir.
Osteomalaziye biyokimyasal olarak; serum CA normal veya düşük, serum fosfor düşük, PTH yüksek, ALP yüksektir.
D vitamini yetersizliğinde riskli kişiler; koyu renk cilde sahip olanlar, obezite, 65 yaş üzeri olanlar.
BELİRTİLERİ
-Yorgunluk, vücut ağrısı
-Enfeksiyon
-Eklem ağrısı
-Uykusuzluk, baş ağrısı depresyon
-Saç dökülmesi
Ataform Diyet Ve Spor Merkezimizde Erkek-Kadın Fizyoterapistlerimiz danışmanlığında, derslerimiz yapılmakta, antrenmanlar sizin için hazırlanmakta ve fiziğinize yönelik, duruş bozukluğu, bel ağrısı, sırt ağrısı, fiziksel bozukluklar vs. fizyoterapist danışmanlığında egzersiz planlaması yapılmaktadır.
devamını oku... Adres: Eryaman Mahallesi Subaşı Sokak Ata Apartmanı No:27/A Ata Apartmanı Eryaman-Ankara
Diyetisyen Aleyna Turgut Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden yüksek onur derecesiyle mezun olmuştur. Lisans döneminde beslenmeye dair çok sayıda seminer ve konferanslara katılmıştır. Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yaşam Kongresi'nde Ankara'da Bir Devlet İlkokuluna Devam Eden Çocukların Beslenme Sürecine Annelerinin Beslenme Bilgi Düzeylerinin Etkisinin İncelenmesi adlı çalışması ile katılım sağlamıştır.
Eğitim süresince devlet hastaneleri özel klinikler ve özel diyet mutfağında stajlarını tamamlamıştır. Ayrıca halen Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde Sağlık Kurumları İşletmeciliği bölümünde eğitimine devam etmektedir.
19 Eylül 2022'de Ankara Bağlıca'da Aleyna TURGUT Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi'ni açarak danışanlarına hizmet vermektedir. Diyeti bir süreç olarak görmekten ziyade onu yaşam biçimi haline getirilmesi gerektiğini düşünen Aleyna Turgut, kişiye özel ve sürdürülebilir beslenme programlarını desteklemekte ve uygulamaktadır.
devamını oku... Adres: Bağlıca Mahallesi Mert Caddesi No:2/9 Bağlıca-Ankara
Diyetisyen Esma Güven - Hacettepe Üniversitesinden şeref öğrencisi olarak mezun oldum.
"Yetişkin bireylerde fonksiyonel besin tüketim durumlarının değerlendirilmesi" konulu lisans tezim ve "sağlıklı yeni yağlar" konulu lisans seminerim hacettepe üniversitesi tarafından kabul edildi. Öğrenimin boyunca Liv Hospital Ankara Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi, Mendika Catering Şirketi, Hacettepe Üniversitesi Erişkin, Onkoloji ve İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesinde, T.C. Sağlık Bakanlığı Keçiören İsmet Ayturan Aile Sağlığı Merkezinde mesleki deneyimlerde bulundum. Deneyim süreçlerimde Obezite Tedavisi, Onkolojide Beslenme, Diyabet ve Beslenme, Kardiyovasküler Hastalıklar ve Beslenme, Kilo Kontrolü, Toplu Beslenme, Toplum Beslenmesi, Endokrin Hastalıklarda Beslenme, Polikistik Over ve Beslenme, Gebelik ve Emziklilik Döneminde Beslenme, Çölyak, Vegan, Vejeteryan Beslenmesi, Sporcu Beslenmesi, Çocukluk ve Adolesan Çağı Beslenmesi üzerine çalıştım. Öğrenim sürecim boyunca mesleğimle ilgili bir çok kurs ve seminerlere katıldım ve halen katılmakta ve güncel gelişmeleri takip etmekteyim.
2018 yılından beri aktif meslek hayatım ile bir çok danışanımın hayatına dokundum. Eylül 2020'den beri kendi kurduğum beslenme danışmanlığı ve eğitim merkezim ile hayatlarınıza dokunmaya devam ediyorum.
YÜZ YÜZE DİYET PROGRAMI
Haftalık yüz yüze 30 dakikalık görüşmeler yapıyoruz. Profesyonel vücut analizimiz ile vücut yağ, kas, sıvı ve iç organ yağlanması oranlarını analiz ediyoruz.
Sağlık durumu değerlendirmesi yaparak, beslenme alışkanlıklarınıza göre her hafta size özel beslenme programı hazırlıyoruz.
Günlük whatsapp uygulaması ile yediğiniz içtiğiniz tüm besinlerin fotoğraflarını takip ediyoruz. Fotoğraflar üzerinden size beslenmedeki doğru ve yanlışları anlatıyoruz. Sizler de sorularınız olursa yine whatsapp uygulaması ile ulaşabiliyorsunuz.
ONLİNE DİYET PROGRAMI
Online diyet programlarımızda görüşmelerimizi sesli telefon görüşmesi veya whatsapp üzerinden görüntülü görüşme ile yapıyoruz.
Her hafta evdeki tartınızda kilo takibi yapıyorsunuz. O haftaki tartı sonucuna göre her hafta beslenme programınızı güncelliyoruz.
Sağlık durumu değerlendirmesi yaparak, beslenme alışkanlıklarınıza göre her hafta size özel beslenme programı hazırlıyoruz.
Online programlarda aktif süreç yürütebilmek adına whatsapp yoluyla günlük destek sağlıyoruz. Whatsapp uygulaması ile yediğiniz içtiğiniz tüm besinlerin fotoğraflarını takip ediyoruz. Beslenmenizdeki doğru ve yanlışları anlatıyoruz. Sizler de sorularınız olursa bize yine whatsapp üzerinden ulaşabiliyorsunuz.devamını oku... Adres: Remzi Oğuz Arık Mahallesi Tunus Caddesi Kabalak Apartmanı No:87/3 Tunalı-Ankara
Egzersizin gücüne inanıyorum. Çünkü sağlıkla ve motive olarak yaşamak istiyorsanız, kesinlikle egzersiz yapmanız gerekmektedir.
Bahanelerim sağlığıma nasıl zarar verdi?
Çoğu insan egzersiz yapmanın kalori yakmak için kolay bir yöntem olduğunu düşünür. Fakat hamileyken, gücünüzün azalması ve stresin artması ile birlikte egzersiz yapmak gözümde büyüdü. Bu yüzden de DVD egzersizlerini bir kenara bırakıp dışarı çıkmaya ve sevdiğim bir şeyler yapmaya karar verdim. Ve bu noktada hareket etmek, egzersiz, fitnes ya da ne ad veriyorsanız kesinlikle sizi mutlu etmeli. En azından ilk başta oluşan hamlık sonrasında yok olup gider. Bu yüzden eğer havuzda egzersiz yapmamak için bahane buluyorsanız, bırakmanın zamanı gelmiş demektir. Aşağıda yaygın olarak kullanılan 5 korkunç egzersiz yapmama bahanesi bulacaksınız:
Bahane #1: Çok yoğunum.
Dinleyin, gerçekten çok yoğun olduğunuzu biliyorum. Gerçekten. Asla dünyanın en yoğun insanıymış gibi davranmam ve hala bu bahaneyi kullanıyorum. Fakat bahse girerim ki günde 20-30 dakika egzersiz yapmak için zaman bulursunuz ve belki de daha fazla. Her zaman için ne kadar çok şey yapmam gerektiği konusunda şikayetçi olmayı sevmişimdir. Hala vaktimin çoğunu facebook kullanarak ya da televizyon izleyerek boşa harcarım. Her gün üretken ve anlamlı şeyleri hayatınıza katarsanız her şey daha iyi olacaktır.
Eğer dışarda egzersiz yapmanın ne kadar zaman aldığını hesaplıyorsanız, bir de hastalıkların, kronik ağrıların hayatınızı nasıl etkileyeceğini düşün. Sizin için sağlıklı ve zinde olmak ilk önceliğiniz olmalıdır ve bunun için mutlaka zaman yaratın.
Bahane #2: Çok pahalı.
Eğer jimnastik ya da fitnes yapmanın pahalı olduğunu düşünüyorsanız, pahalı ekipmanlara sahip olmanın ya da kişisel yaşam koçu edinmenin ne kadar pahalı olacağını aklınıza getirin. Fakat iyi haber şu ki egzersiz yapmak için bunlara hiç ihtiyacınız yok. Sizin için gerekli olan tek şey vücudunuz. Dayanıklılık, esneklik ve kondisyon konusunda kendi kendinizi eğitebilirsiniz. Evde mekik ya da ısınma egzersizleri yapınız. Yüzün, işe bisikletle gidin, koşmaya çalışın, çocuklarınız taşıyın. Ayrıca online olarak internette ucuz ya da bedava egzersiz önerileri bulabilirsiniz.
Bahane #3: Ağrım var.
Tamam, bu bahanenin bazı öncelikleri elbette vardır. Eğer yaralandıysanız veya kronik bir ağrıyla mücadele ediyorsanız, bunu kesinlikle ihmal etmeyeceksiniz. Bu durumda, yaralarınız tamamen doktor tarafından kontrol edilmelidir ve gerekli tedavi yöntemi belirlenmelidir.Ve eğer mümkünse doktordan gerekli ya da uygun egzersiz programını elde edin. Ama birçok yaralanma uygun bir şekilde adapte olarak veya alternatif egzersiz şekilleri ile tedavi edilebilir. Eğer ayak bileğinizi incittiyseniz, lütfen üzerinde zıplamayın. Fakat bir sandalyenin üzerinde yoga yapmaya çalışın, ağırlık kaldırın veya su içerisinde egzersiz yapın. Unutmayın her durumda egzersiz yapmanız mümkündür.
Eğer kronik ağrılardan şikâyetçiyseniz, sabit hayatınızı düzene sokmak için tüm olasılıkları göz önünde bulundurunuz. Unutmayın ki vücudumuz hareket etmek için tasarlanmıştır. Eğer hareket etmeyi bırakırsanız, mutlaka vücudunuzda sıkıntılar baş göstermeye başlar.
Bahane #4: Yeterince hareket ettim zaten.
Bir süreliğine bu da benim bahanem oldu. 3 yaşında bir çocuğun peşinde dolaşmanın yeterli bir egzersiz olduğunu düşünmüştüm ve bazı günler kesinlikle öyleydi. Ama onu oyun oynarken izlemek hiç de aktif olmamı sağlamıyordu. Ne olursa olsun mutlaka yoğun iş ya da aktif bir günden sonra mutlaka egzersiz yapmanızı öneririm. Beni yanlış anlamayın. Eğer gün boyunca gerçekten sizi zinde tutacak kadar egzersiz yapıyorsanız ve bu sizin için yeterliyse elbette ekstradan egzersiz yapmak zorunda değilsiniz. Fakat bu durum sadece işinizin bir parçasıysa, eve dönünce akli olarak da zinde kalmak için egzersiz yapmanızda fayda vardır. Böylece vücudunuza gereken önemi vermiş olursunuz.
Bahane #5: Onu yapmayı sevmiyorum.
Bu bahanelerin çoğunun özünde bu egzersiz benim için hiçeğlenceli değildir bahanesi vardır. Eğlenceli ve rahat değildir. Kişisel olarak inanıyorum ki en iyi egzersiz sizi kendisine bağlayandır. Yani size uygun olan egzersizi bulana kadar asla vaz geçmeyin. Sürekli olarak bir arayış içinde olabilirsiniz. Örneğin, yoga size göre değilse onu yapmayı bırakın.
Yapacağınız egzersiz sizi itmemeli, sizi ağrılar içinde bırakmamalı veya vücudunuzun kapasitesine olan inancınızı değiştirmemelidir. Aksine sizi güçlendirmeli, kapasitenizi arttırmalı ve sizi mutlu edebilmelidir. Fakat egzersiz sizin için bir ceza olmamalıdır. Sizi geliştirecek ve size mücadele ruhu aşılayacak bir egzersiz bulun ve her gün kendinizi daha iyi hissetmeniz için bu bir yöntem olmalıdır. Böylece kilo almanızı önleyecek ve hatta kilo dahi verebileceksiniz. Vücudunuz kadar hayatınız da hafifleyecektir.
Bahanelerimin beni yenememesinden dolayı çok mutluyum. Eskisi gibi egzersiz yapmaya ve hareket etmeye yöneldiğime o kadar mutluyum ki. Vücudumuz harika bir mekanizmadır. Doğduğumuzdan beri hareket etmek, dünyayı deneyimlerle yaşamak ve aslında gelişmek tamamen dünyada yapmamız gerekendir. Bu yüzden de egzersiz yapmamak için hayatınıza eklediğiniz mazeretleri bir kenara bırakın ve vücudunuzun ne kadar hareketli olduğunu keşfedin.
Ve daha sonra ikinci çocuğuma hamile kaldım.
2013 yılı hayatımda hiç yokmuş gibi davranıyorum. Trajik ve korkunç olduğu için değil (tam aksine güzel çocuğum dünyaya geldiği için), egzersiz yapmamak için bahaneler bulup egzersiz yapmadığım için. Ve benim bahanem tamamen meşru bir savunmaydı: hamileydim ve iki yaşında olan uyumayı hala daha reddeden bir çocuğumuz vardı. Bu durum yüzünden de eşim işinden ayrıldı ve faturalarımızı yeni işimle ödeyeceğimize ikna oldu. Söylemeye bile gerek yok ki stres içindeydim. Yürüyüşe çıkarken, yoga yaparken veya DVD'den egzersizleri izlerken bile, içimden hiç egzersiz yapmak gelmiyordu. Hareket eden ve durmak bilmeyen karakterim sanki uçup gitmişti.
DİYET FORM Klinik diyetisyen Büşra Boyalı Özbey tarafından kurulmuş olup, Ümitköy'de hizmet vermektedir.
Kişiye özel oluşturulan programlarla kişinin sürdürülebilir bir şekilde sağlıklı beslenmesini amaçlamaktadır. Öncelik her zaman kişinin sağlığı olmakta olup amaç yaşam tarzı değişikliği ile sonuca ulaşmaktır.
Yüz yüze ve online danışmanlık ile Türkiye'nin her yerine hizmet vermektedir.
Ücretsiz ön görüşme ve vücut analizine göre diyetler planlanmaktadır.
Andulasyon terapi ile beslenmeyle beraber bütüncül bir hizmet sağlanmaktadır.
Andulasyon Terapi ise organizmanın korunma sistemlerini ve hücre gelişimini destekleyen geniş bir frekans alanında dokularda biyolojik rezonans titreşimleri üreten mekanik vibrasyon ile kızılötesi derin ısının kombinasyonundan oluşan yeni jenerasyon, biyofiziksel bir bütüncül terapi yöntemidir. Bu teknoloji multidisipliner bir çalışmanın sonucu olup bu kişiler bilim insanı, akademisyenler, spor tıbbı uzmanları ve hekimlerdir.devamını oku... Adres: Ümit Mahallesi 12. Sokak No:1 Kat:7 No:40 Oranj Home Ofisi Ümitköy - Ankara
Ben diyetisyen Selenay Pınar. Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2021 yılında onur öğrencisi olarak mezun olduktan sonra su an çeşitli seminer, konferans ve panellere katılarak kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Selenay Pınar Beslenme ve Diyet Danışmanlığı adı altında bulunan çayyolu'ndaki kliniğimde yetişkin, çocuk, gebe-emzikli, sporcu gibi bir çok alanda hizmet veriyorum. Danışmanlık kapsamında kişiyi beslenme değerlendirme formu ile tanıyarak ve kan parametlerini değerlendirerek kişinin tamamen uyum sağlayabileceği sürdürülebilir beslenme programı oluşturuyorum. Whatsapp üzerinden dilediğiniz zaman iletişime geçebiliyor, değişen yemek rutinlerinize anlık müdahele edip programınıza göre menünüzü revize ediyorum. Siz diyete değil diyet size uyum sağladığında süreç kolaylaşıyor yaşam şekli haline geliyor.
Ayrıca kurumsal beslenme danışmanlığı adı altındaki çalışmalarla kurumlarla anlaşmalar sağlayarak çalışanların sağlığını ve iş verimliliğini artırmayı hedeflemekteyiz.
Vücudunuzun en iyi versiyonunda olmak istiyorsanız tek yapmanız gereken, bize ulaşmak.devamını oku... Adres: Konutkent Mahallesi 3028 Cadde Elmar Towers C Blok No:8/229 Çankaya - Ankara
Diyetisyen Beyzanur ÖZEN
2021 yılında Kırıkkale Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünü onur derecesiyle tamamlayıp diyetisyen ünvanını aldım. Bu süreçte yetişkin ve çocuk alanında hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi, toplu beslenme sistemlerinde beslenme ve toplum beslenmesi gibi temel alanlarda gerekli bilgileri eğitim sürecinde öğrenme imkanı elde ettim. Yetişkin ve çocuk alanlarında aktif hasta gördüğüm zorunlu stajımı Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde başarıyla tamamladım.
Özel sektörde yüz yüze danışan kabulünü daha iyi öğrenebilmek adına zorunlu stajlarıma ek olarak gönüllü stajlar da gerçekleştirdim. Öğrenci olduğum süreçte İşkur'un sosyal çalışma programı kapsamında Ankara Tarım Orman İl Müdürlüğü Yemekhanesinde gönüllü olarak çalıştım, catering sektöründe menü planlama becerilerimi geliştirdim.
Lisans eğitimim esnasında birçok eğitime katılıp kendimi geliştirdim ve "Yetişkin Bireylerin Sezgisel Yeme Davranışının ve Akdeniz Diyetine Bağlılık Düzeylerinin Belirlenmesi" adlı tez ve "Arı Ürünleri: Propolisin Sağlık Üzerine Etkisi" adlı seminer çalışmamı tamamladım.
2021 yılından itibaren aktif olarak online yürüttüğüm mesleğimi Mustafa Kemal Mahallesi'nde açmış olduğum Diyetisyen Beyzanur Özen Beslenme ve Diyet Danışmanlığı merkezinde yüz yüze danışan kabulü ile taçlandırmış bulunmaktayım.
Bu zamana kadar ideal ağırlığına kavuşturduğum birçok danışanım gibi sizlerin de hayatına dokunmayı çok isterim.
devamını oku... Adres: Mustafa Kemal Mahallesi 2143. Sokak 10/10 Kat:2 Çankaya - Ankara
YÜZYÜZE DİYET
Hacettepe üniversitesi mezunu, deneyimli Dyt. Aylin GÜNGÖR olarak hizmet vermekteyiz.
İlk görüşmemizde sağlık durumunun ve beslenme öyküsünün değerlendirmesi yapılarak vücut analizi sonrası diyet planlaması yapılmaktadır.
Görüşmelerimizi hassasiyetle yürütüyor ve her hafta yüzyüze görüşüyoruz (ayda 4 görüşme). Vücut analizi sonrası beslenme programımızı her hafta güncelliyoruz.
Günlük whatsapp takibimiz mevcut. Soru-cevap, öğün takibi ve motivasyon desteği sağlıyoruz.
NOT: MERKEZİMİZDE BÜTÜN COVİD HİJYEN ÖNLEMLERİ ALINMAKTADIR.
ONLİNE DİYET
Online diyette görüşmelerimizi isteğiniz doğrultusunda görüntülü veya sesli olarak telefon üzerinden gerçekleştiriyoruz.
Görüşmeleri haftada 1 kez yapıyoruz.
Her hafta listenizi güncelliyoruz.
Günlük whatsapp takipli ve motivasyonlu ilerliyoruz.
Öğünlerinizin fotoğrafını WhatsApp üzerinden takip ediyoruz.
devamını oku... Adres: Remzi Oğuz Arık Mah. Tunus Cad. 87/3 Tunalı - Ankara
devamını oku... Adres: Ufuk Üniversitesi Caddesi Kızılırmak Mahallesi No:8 Kat:8 Farilya İş Merkezi Çankaya - Ankara
G-Well Sağlıklı ve Sürdürülebilir Yaşam Merkezi 2021 yılı Aralık ayında Uzm.Dyt. Güler TOSUNBAYRAKTAR tarafından kurulmuştur.
devamını oku... Adres: Ümit Mahallesi 2494 Cadde Çamlıca Bulvar Sitesi No:5/2 Ümitköy-Ankara
1977 yılında Kayseri'de doğdum. Lisans eğitimimi Hacettepe Üniversitesinde tamamladım. İntern diyetisyen olarak Hacettepe Yetişkin Hastanesi , Hacettepe Çocuk Hastanesi ve Zekai Tahir Burak Kadın -Doğum ve Çocuk hastanesinde ihtisasımı tamamladım.2000 senesinde diyetisyen olarak mezun oldum.16 yılllık mesleki tecrübemle Klinik diyetisyenliği, Poliklinik diyetisyenliği , Diyaliz diyetisyenliği ve Kurum diyetisyenliği görevleri yaptım.2013 yılında Gazi Üniversitesinde Obezite diyetisyenliği sertifikası aldım.Aynı yıl Başkent Üniversitesinden Kardiyoloji Diyetisyenliği sertifikası aldım.Beslenme ve Diyetetik bilimi ile ilgili birçok eğitim toplantılarına iştirak ederek mesleğimde en doğru bilgileri keşfetmeye devam ediyorum. Uzun yıllar özel bir üniversite hastanesinde çalıştıktan sonra kendi beslenme danışmanlık merkezimi açmaya karar verdim. Özellikle obezitede diyet danışmanlığı , bireysel diyet danışmanlığı, hastalık durumunda tıbbi beslenme tedavisi, gebe ve emzirme döneminde beslenme, sporcu beslenmesi ve eliminasyon (gaps diyeti,glütensiz diyetler,kan grubu diyetleri,besin intolerans test diyetleri) diyet tedavileri ile ilgileniyorum.
Hayatı keşfetmeye devam ediyorum, bu keşifte Sola Unitas ile tanıştım. ICF onaylı Yaşam koçluğu eğitimime devam ediyorum.
Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD) üyesiyim.
Sağlıklı yaşamın temelinde düzenli beslenme ve beslenme alışkanlıkları bulunmaktadır.Bu düzen bozulduğu takdirde tedavisi çok uzun sürebilecek,hatta imkansız derecede zorlaşabilecek hastalıklara yakalanmanın yolu açılmış olmaktadır.
16 yıllık klinik diyetisyenliği tecrübemle; hayatınızda önemli bir yeri olan beslenmenizi keşfetmenize,ne yiyip ne içtiğinizi farketmenize ,tercihleriniz noktasında -optimum beslenme koçluğu - yapmak için sizleri Ekol Diyet Danışmanlık ofisime bekliyorum.
devamını oku... Adres: Mehmet Akif Ersoy Mah. 294. Sokak Wings Ankara Plaza B Blok No:13 Yenimahalle - Ankara
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünde lisans sürecimi şeref öğrencisi olarak bitirdim.
Hacettepe Çocuk Hastanesi, Hacettepe Erişkin Hastanesi, Hacettepe Onkoloji Hastanesi, Hacettepe Hastanesi Mutfağı, Güven Hastanesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi ve Çankaya 3 Nolu Aile Sağlık Merkezinde staj yaparak birçok farklı alanlarda deneyim kazandım.
Kilo almada, kilo vermede, birçok hastalıkta beslenme tedavisinde, yeterli ve dengeli beslenmede bireysel veya kurumsal danışmanlık şeklinde hizmet vermekteyim.
Bilim ışığında öğrendiğim bilgileri sizlerle de paylaşmak isterim.
devamını oku... Adres: Yukarı Bahçelievler Mah. 54. Cadde (Eski 6. Cadde) No: 26/2 Bahçelievler - Ankara
Andulasyon kızılötesi ısı ve mekanik vibrasyon kombinasyonu ile;
Hücre aktivasyonu ( enerji harcama daha sıkı bir cilt, incelme vb.) sağlar.
Daha iyi bir kan dolaşımı iyileşme hızını artırır, varis ve krampları azaltır.
Lenf akışının hızlanması ile ödem ve selülit tedavisini etkiler.
Edorfin sinyaller ile ağrı yönetimini azaltarak daha esnek bir beden sağlar ve ağrıları azaltır. ( Bel- boyun-bacak)
Gevşeme mekanizmalarinin aktivasyonunu ile uykuya dalmayı kolaylaştırır, stres ve gerginliği azaltır.
Bağırsak hareketlerini artırarak kabızlık problemine yardımcı olur.
Andulasyon pro 3 işlemimiz ise;
Her seansta sıkılaşma ve incelme sağlayarak kilo verim hızını ikiye katlıyor ve 5 farklı prensip ile çalışıyor.
Bölgesel incelme sağlayan diğer cihazımız Emshape nedir?
Emshape vücutta kas oranını arttırırken yağ oranını azaltmaya yarayan bir cihazdır.
Emshape dünyada yüksek yoğunluklu odaklı elektromanyetik dalga kullanarak kasları çalıştırırken yağ yakmayı sağlayan ilk ve tek cihazdır.
Emshape cihazı manyetik olarak kaslardaki sinirleri uyarır. Bu uyarılmaya bağlı ortaya çıkan enerji ihtiyacı, kasların etrafındaki yağlardan karşılanır. Bu şekilde vücutta yağ yakımı gerçekleşirken diğer taraftan kasların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi sağlanmaktadır.
Kalça, karın, kol ve bacak bölgelerine uygulanarak bölgesel zayıflama ve bölgesel incelme sağlayan Emshape vücut şekillendirme konusunda çok başarılı sonuçlar vermektedir. Sarkma gibi problemleri de tedavi etmeye yarayan bu uygulama estetik açıdan kişinin güzel bir görünüme kavuşmasına yardımcı olur. Ayrıca ameliyatsız popo kaldırma, karın kaslarını çalıştırıp uzun süre spor yaparak elde edilecek düz ve şekilli bir karna kısa süre içerisinde sahip olma gibi etkilere sahiptir.devamını oku... Adres: Ufuk Üniversitesi Caddesi Kızılırmak Mahallesi No:8 Kat:8 Farilya İş Merkezi Çankaya - Ankara
devamını oku... Adres: Turan Güneş Bulvarı Yukarı Dikmen Mahallesi Yıldız Kule İş Merkezi Kat:8 No:36 Çankaya – Ankara
DietWorks Beslenme Danışmanlığı
DietWorks, Çankaya şubesi başta olmak üzere 7 farklı şubesi ve alanında uzman diyetisyen kadrosuyla yüz yüze ve online olarak hizmet veren Türkiye'nin en büyük Beslenme Danışmanlığıdır. Yüz yüze veya online tüm randevularınızda ilk görüşmeleriniz ücretsiz olarak gerçekleştirilmekte olup, yüz yüze görüşmelerimize özel tüm şubelerimizde her seans vücut ölçüm ve analizleriniz gerçekleştirilmektedir.
DietWorks Beslenme Danışmanlığı 9-16 yaş çocuklardan her yaş grubunda yetişkinlere, gebelik süreci devam eden ya da emziren annelere, polikistik over, hashimato, hipotiroidi-hipertiroidi, tip 2 diyabet gibi sağlık problemleri nedeniyle sağlıklı ve doğru beslenmeye ihtiyaç duyan bireylere kadar geniş bir yelpazede danışanlarımıza hizmet vermektedir. Ayrıca gerçekleştirilen görüşmelere bağlı olarak haftalık kişiye özel beslenme programları hazırlanmaktadır.
Detaylı bilgi ve randevu için Çankaya ve diğer şubelerimizde bizleri ziyaret edebilirsiniz.
Sizin Hedefiniz Bizim İşimiz…
devamını oku... Adres: Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi No:4/9 Bahçelievler-Ankara
Ben Diyetisyen Aylin Koyuncu
Kişiye Özel Beslenme Programı, Kilo Alma & Kilo Verme, Hastalıklarda Beslenme, Anne Çocuk Beslenmesi, Belirtilen konularda danışmanlık alarak benimle bu yola başvurmak istiyorsanız size ulaşabilmem ve sizi daha yakından tanımam için ön görüşme formunu doldurmanız yeterlidir. Online görüşme sağlanarak haftalık analizler ve beslenme planı yapılır. Sağlıklı tarif önerileri verilir. Birlikte çıktığımız bu yolda whatsapp üzerinden fotoğraflı öğün takibi ve soru sorma imkanıyla, sizlere beslenme alışkanlığı sağlamaktadır.
devamını oku... Adres:
B&A CLINIC, beslenme ve psikoloji alanlarında insan sağlığına hizmet vermeye Ankara'nın Balgat semtinde Cevizlidere mahallesinde 2023 Haziran ayından bu yana devam eden, sektöre yeni bir soluk getiren; hizmetleri, genç, dinamik ve uzman kadrosu ile gelişmeye ve büyümeye her geçen gün devam eden bir sağlıklı yaşam ve gelişimsel destek merkezidir.
Alternatifli tarifler, kişiye özel egzersiz ve besin takviyesi önerileri ile zenginleştirilmiş takipli online ve yüz yüze beslenme ve diyet danışmanlığı, en gelişmiş ve güvenilir cihazlar ile bölgesel incelme, psikolojik destek ve mental bozukluklar üzerine online ve yüz yüze psikolojik danışmanlık, özel eğitim destek alanlarında multidisipliner yaklaşım benimseyerek çalışmalarını yürüten B&A CLINIC, aynı zamanda kurumlara eğitim ve danışmanlık hizmeti vermekte; beslenme ve psikoloji alanları kapsamında akademik çalışmalarını yürütmektedir. Ek olarak, aile danışmanlığı, çocuk&ergen&yetişkin değerlendirme testi uygulamaları, bebek&çocuk oyun grupları/atölyeleri ve hacamat tedavisi (kupa terapi) hizmetleri verilmektedir.
Psikolog Havvanur Arslan & Diyetisyen Beyzagül Arslan
Dyt. Beyzagül ARSLAN, lisans öncesi eğitimlerinden sonra Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nden 4 yıllık lisans eğitimini tamamlayarak yüksek onur derecesi ile mezun olmuştur. Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Özel Koru Ankara Hastanesi'nde yetişkin hastalıklarında beslenme, Ankara Şehir Hastanesi Çocuk Hastanesi, Kadın/Doğum Hastanesi'nde çocuk hastalıklarında beslenme ve kadın sağlığı alanlarında deneyim kazanmıştır. Doç.Dr. Kübra TEL ADIGÜZEL danışmanlığında 'Sağlık Personellerinin Besin Güvenliği Bilgi Düzeyi ve Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi' adlı tez ve 'Ankilozan Spondilit Hastalarında Düşük Nişasta Diyetinin Potansiyel Etkisi' adlı seminer çalışmalarını yürütmüştür. Dr.öğr.üyesi Tuğba KÜÇÜKKASAP danışmanlığında yürüttüğü 'Tip 1 Diyabet Çocuk ve Ergenlerde Karbonhidrat Sayımı: Olgu Sunumu' adlı sözel bildiriyi VI. Uluslararası Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kongresi/Sağlık ve Sosyal Hizmetler Öğrenci Kongresi'nde sunmuş, aynı zamanda bu çalışma kongre kitapçığında yayımlanmıştır. Bilimsel Fitoterapi Platformu ve Gastroenteroloji Diyetisyenleri Derneği birlikteliğinde hazırlanıp yürütülen Diyetisyenler İçin Bilimsel Fitoterapi Eğitimi Programı, Commission on Dietetic Registration, EuropeActive, BDA (The Association of UK Dietetians) tarafından onaylı ve akrediteli Uluslararası Fitness Beslenmesi Uzmanlık ve Spor Beslenmesi Uzmanlık Programlarını başarıyla tamamlamıştır. Yaşam boyu eğitime ve sürekli gelişime inanan biri olarak 2020 yılından bu yana II.üniversite kapsamında Atatürk Üniversitesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü ile eğitim hayatına devam etmektedir. 2023 Haziran ayı itibariyle kurucu ortağı olduğu B&A CLINIC Sağlıklı Yaşam ve Gelişimsel Destek Merkezi bünyesinde yurt içi ve yurt dışı yüz yüze/online diyet danışmanlığı ve bölgesel incelme hizmetleri vermektedir.
devamını oku... Adres: Cevizlidere Mahallesi 1245 Sokak 3/A Çankaya - Ankara
devamını oku... Adres: Yeni batı Mahallesi Şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk Bulvarı No:24/3K (Botanik Park Evleri ) Batıkent - Ankara
Yakın Doğu Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden burslu olarak başarı ile 2019 yılında mezun oldum. Şu anda Ankara'da , Ortak Kurucusu olduğum Ataform Diyet ve Spor merkezinde hem klinik hem sporcu beslenmesi yüz yüze ve online diyet danışmalık hizmeti vermekteyim. Bunun yanında diyetisyen öğrencileri ve diyetisyenlere özel eğitimler vermekteyim. Diyet ve Araştırma Birliği yönetici ekibinde de aktif olarak görev yapıyorum.
AKNE VE GÜNCEL TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
Cilt sağlığı, kişilerin parmak izi gibidir. Vücudun içten gelen sorunlarını özellikle beslenme ilişkisini yakından etkilendiği bilinmektedir. Diyetle alınan besin öğeleri kişilerin deri (epidermis ve dermis) sağlığının normal çalışmasını sağlar . Beslenme yetersizliği, diyette dengesizlik, toksik maddeler cildin dengesini bozabilir.
Akne Vulgaris, nedeni birçok faktöre bağlı derinin kronik inflamatuar bir hastalığıdır.(1) Çeşitleri, komedon (iltihabi olmayan yağ bezeleri) , papül (iltihabi akneler kabartı), püstül(sivilce), kist(kese) şeklinde görülmektedir. (1,4)
AKNENİN 4 ANA NEDENİ:
Artmış sebum üretimi
P.acne (Propionibacterium acne) bakterisinin ciltte çoğalması
Gözeneklerin tıkanması(foliküler keratinizasyon)
İnflamasyon (1,2,4,5)
Ve diğer rol oynayan faktörler ;
Beslenme
Hormonal bozukluklar (pkos)
Stres (1,2,5)
AKNE VE BESLENME
Akne tedavisinde diyet önemli bir etkendir . Diyetin akne üzerinde etkisi üç yönden ele alınabilir:
BATILI DİYET TARZI (yüksek glisemik indeks(Gİ)ve yüksek glisemik yük(GY))
Yüksek miktarda ve rafine edilmiş karbonhidrat tüketiminin akne patogenezinde anahtar rol oynadığı bilinmektedir.(1) Yüksek glisemik yüklü diyetlerin akne alevlenmesi üzerine etkisi birkaç plasebo ve vaka-kontrollü çalışma ile teyit edilmiştir. (1,5)
Yüksek glisemik yük içeren karbonhidratların kronik tüketimi, uzun vadede hiperinsülinemi ve insülin direncine yol açabilir. (1,5)
Glisemik indeks (Gİ) karbonhidrat alımıyla birlikte kan glukozu yüksekliğini, glisemik yük (GY) ise karbonhidrat içeriğine bağlı olarak glisemik indekse ve porsiyon büyüklüğüne göre etki eder. (1,5) Kısaca yüksek Gİ/GY diyet, insülini ve IGF-1(insülin benzeri büyüme faktörü-1) aktivitesini artırır. Uzun süreli hiperinsülinemi yağ bezi ve foliküler keratinizasyonu etkiler ve IGF, IGFBP-3 yolları içeren sinyal kaskadını başlatır ve IGFBP-3 aktivitesinde azalmaya neden olur. Azalan IGFBP- 3, IGF-1 biyoyararlanımının artmasına neden olur.(1,5)
Bireylerin diyetlerinde enerjinin karbonhidrattan gelen yüzdesinin akne lezyonlarının sayısına etkisini değerlendiren bir çalışmada diyet enerjisinin karbonhidrattan gelen oranının %45'den daha az olmasının akne lezyonlarının sayısını azalttığı belirtilmiştir (Smith ve diğ., 2008)(5)
Süt Tüketimi
Süt düşük Gİ'i olmasına rağmen, süt IGF-1 içermekte ve bu içerikte sütün yağsız kısmında yer almaktadır ve süt tüketiminin artışı kanda IGF-1'in artışına neden olur. Bu nedenle yağsız süt ve süt tüketimi akne oluşumu, gözeneklerin tıkanması ve akne sayısını etkilemektedir.(1,4) İnsülin ve IGF-1 , yumurtalık ve testislerde androjenlerin sentezini uyarır ve erkek hormonlarına(androjenler)bağlıyağ üretimini artırır. Akne tedavisinde yağsız süt eliminasyonu yapılmalıdır. Diğer tam yağlı süt ve süt ürünlerinde kısıtlama yapılmalıdır. (1,2,4,5)
OMEGA-6 VE OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ TÜKETİM ORANI
Cildimiz yağ alımı ile doğrudan ilişkilidir. Hücre zarı lipitlerden oluşmaktadır. Elzem yağ asitleri ω-3, ω-6, ω-9 doğrudan hücre yapısına yani cilt yapısına girerler.(1) ω-3, EPA ve DHA içeriği ile cilt inflamasyonlarına karşı kullanılırlar.(1) Besinlerle ω-6 ve ω-3 (ÇDYA) yağ asitlerinin tüketim oranı inflamasyonu etkileyen en önemli diyet faktörüdür. Günümüzde yaygınlaşan batı diyet tarzı ω-6 yağ asidinin daha yüksek olması ve işlenmiş yiyeceklerle birlikte ω-3 yağ oranına göre daha baskın olmasına neden olmaktadır. Batılı olmayan diyet tarzında ω-6/ω-3 oranının 2:1-3:1 arasında olduğu bilinirken, günümüz batı diyetlerinde ω-6/ω-3 oranı 10:1' e kadar çıkmıştır.(1) Proinflamatuar stokin üretimini artırarak akne gibi çeşitli inflamatuvar hastalıklara yol açar. (1,2,5)
Akneli hastalarda, diyetler ω-3 yağ asitlerinin artırılması inflamatuvar sitokinlerin üretilmesini engeller ve özellikle kistik sivilcelerin şiddetini %70 oranında azaldığı gösterilmiştir. İşlenmiş besinler, süt tüketimi ,rafine şeker ve rafine edilmiş et ürünleri yerine tamamen mevsiminde tüketilen taze sebzeler ve meyveler , yağsız et,tavuk,balık ürünleri ile beslenme örüntüsü değiştirilmelidir. (1,2,5)
ANTİOKSİDANLAR
Antioksidanların kollajen ve elastin gibi cildin yapısını destekleyerek serbest radikal hasarını azaltmak, güneşten korunma, bakteriyel enfeksiyona karşı direnç ve vücudun savunma mekanizmasını destekleyen en önemli içeriklerdir. (1)
A vitamini: Retinoik asit, dışarıdan gelen zararlı Ultraviyole (UV) ışınlarına karşı koruma , inflamasyon ve deri kalınlaşmasını önler . (özellikle ufak çukur görünümü selülit denilen yapıyı azaltmaya ve düzenleyici etki gösterir.)(1,3)
C vitamini: Prokollajen prolin için kofaktördür. Kollajen sentezi için şarttır. (1)
Çinko: Hasarlı dokuda fibroblastların çoğalmasını sağlar, kollajen sentezini destekler ve yara iyileşmesinde etki gösterir. Çinko reaktif oksijen türlerini engelleyerek doku hasarını azaltır. (1,2)
Selenyum: Doku elastikiyeti sağlarken glutatyon peroksidaz enziminin yapısında bulunur ve hücreleri oksidatif stresten korur. (1,2)
Hyaluronik asit: Deri dokusunda jel formda bulunur ve deriyi nemlendirir. Mekanik ve kimyasal hasaea karşı tampon görevi görür. Özellikle hava kirliliği ve güneş ışığının zararlarından koruyarak aynı zamanda yaşlanma ile birlikte vücutta azalır. (2)
Koenzim Q10: Kozmetik ürünlerde sentetik formda bulunur. Derinin nemli kalması, kırışıklıklar, UV hasara bağlı gelişen cilt hasarında düzelme sağlar. (2)
Çay özleri: Birçok sebze ve meyveye göre daha fazla antioksidan etkiye sahiptirler. En bilinen ve etki gösteren yeşil çay içeriğindeki epigallokateşin(EGC),epigallokateşin-3 gallat (EGCG) UV ışınlarına karşı koruyucu, akne şiddetini azaltma ve sakinleştirmede etkili olduğu gözlemlenmiştir. Akne tedavisinde çeşitli ürünler ile yardımcı cilt yüzeyinde iyileştirici etki gösterir. (6)
Zerdeçal: Kurkumin ana etken maddesi, anti-inflamatuar, kollajen sentezi, hücre çoğalması ve yenileme, hızlı yara iyileşmesi ve reaktif oksijen türlerini azaltarak antioksidan etki gösterir. (1,2)
AKNE TEDAVİSİNİ DESTEKLEYECEK ASİTLER (Dışarıdan kullanılan ürün içerikleri)
Siyah nokta (açık komedon) ve beyaz nokta (kapalı komedon) için:
-Benzoil peroksit
-Retinoid grubu
-Azelaik asit
-Salisilik asit (6,7)
Orta derecedeki sivilceler için:
-Benzoil peroksit
-Retinoid ailesi
-Azelaik asit
Nodül ve kist şeklinde görülen akne için:
-Isotretinoin (Roaccutane)
-Hormonal terapi (Kadınlar için)
-Antibiyotik tablet
(6,7)
Ancak bunlar dışında onaylanmış farklı tedavilerde var. Örnek olarak lazer/LED ışık terapisi veya kortikosteroid enjeksiyonu gibi. Lütfen bunlar için dermatologunuza başvurun.
Kaynakça
1-H.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi Cilt:5, Sayı:1, 2018 doi: 10.21020/husbfd.337532
2-Turk J Dermatol 2012; 6: 138-49 • DOI: 10.5152/tdd.2012.31
3-Bremner JD, Shearer K, Mc Cafery P. Retinoic acid and affective disorders: the evidence for an association. J Clin Pschiatry 2012;73:37-50.
4-Melnik Linking diet to acne metabolomics, inflammation and comedogenesis: an update. Clin Cosmet Investig Dermatol 2015; 8: 371-88.
5-Emiroğlu N, Cengiz FP, Kemeriz Insulin resistance in severe acne vulgaris. Postepy Dermatol Alergol 2015; 32(4): 281-285.
6-Significance of diet in treated and untreated acne vulgaris, Adv Dermatol Allergol 2016; XXXIII (2): 81–86
7-Practical management of acne for clinicians: An international consensus from the Global Alliance to Improve Outcomes in Acne . J Am Acad Dermatol 2018 Feb;78(2 Suppl 1):S1-S23.e1.
Dyt. Şeyma YALÇIN ALMASALMAH
HER YÖNÜYLE KETOJENİK DİYET
KETOJENİK DİYET NEDİR?
En popüler kilo kaybı sağlayan alternatif diyet yöntemi olarak görülen düşük karbonhidratlı diyetler arasındadır. Ketojenik diyet neredeyse bir yüzyıldır epilepsi gibi nörolojik hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır. KD, günlük 50 gram'dan az karbonhidrat tüketimi olarak tanımlanır. Bu konuda gerçekleştirilen araştırmalar ketojenik diyetin epileptik çocuklarda nöbetlerinde büyük azalmaya neden olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte sonradan ketojenik diyetin özellikle metabolik, nörolojik veya insülinle ilişkili hastalıklarda birçok sağlık yararı sağlayabileceğine dair sonuçlar veren çeşitli araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Ketojenik diyet, çok düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir diyettir. Karbonhidrat alımını büyük ölçüde azaltmayı ve onu yağ ile değiştirmeyi içermektedir. Epilepsi tedavisinde uygulanan 1 g/kg/gün protein, 10-15 g/gün karbonhidrat ve kalan enerjinin yağlardan karşılayacak şekilde planlanarak uygulanır. Karbonhidratlardaki bu azalma, vücudu ketozis adı verilen metabolik bir duruma sokar. Daha sonra vücut, beyin için enerji sağlayabilen moleküller olan yağları ketonlara dönüştürmeye başlar. Sonuç olarak vücut ve beyin karbonhidrat yerine yakıt için yağ ve ketonları yakmada verimli hale gelir. Kaliteli yağlar açısından zengin, protein açısından yeterli ve net karbonhidratlar (toplam karbonhidrat eksi lif) bakımından düşük bir diyet tüketen vücudun metabolizması, karbonhidrat yerine ana yakıt kaynağı olarak yağı kullanmaya başlar. Bu değişimin hem hastalar hem de sağlıklılar için metabolizma üzerinde derin etkileri vardır. Diyet, birçok nörolojik durumu ve metabolik bozukluğu iyileştirmek veya tersine çevirmek için umut vaat ediyor. Sağlıklı kişiler için diyet, kronik hastalığı önlemenin yanı sıra biliş ve vücut kompozisyonunu (yani yağ kaybı) optimize eden bir aracı temsil eder.(1,3,7)
Ketozis nedir?
Ketoz terimi, yağın kullanılabilir enerjiye parçalanmasının, keton cisimcikleri veya kısaca ketonlar olarak adlandırılan bir yan ürününü ifade eder. . Ketozis, çok düşük karbonhidrat alımına bağlı olarak gerekli olan glikozun yağ asitlerinden ve depo yağlardan kullanılmasıyla kan keton seviyelerinin normalin üzerine çıktığında vücut ketozise girer. Ketoz, kan keton seviyelerinin>5 milimolar / L olması olarak tanımlanır.
.
Vücudumuz normalde ana enerji kaynağı olarak glikozu kullanır. Besin alımı ile alınan karbonhidrat kaynakları glikoza çevrilerek metabolizmaya katılmaktadır. Örneğin; patatesteki nişasta glikozdan oluşur. Glikoz molekülleri glikojen olarak kaslarımız ve karaciğerimizde depolanır. Bu depolanan glikojen yıkılarak glikozlara çevrilir. Bu glikozlar da enerji olarak kullanılır. Vücudumuza aldığımız karbonhidratın kısıtlanması belli bir süre sonra glikojen depolarını ( 2-3 gün) içerisinde tüketir.
Bu depolar tükendikten ve vücudun kullanacağı glikoz kaynağı azaldığından vücut hayatta kalmak için başka bir enerji kaynağına ihtiyaç duyar. Bu nedenle ikincil enerji kaynağı olan yağ depolarımızdan enerji sağlanmaya başlanır. Kan glikoz seviyeleri düşmesi ile beyne gerekli olan enerjiyi sağlamak için karaciğer yağ moleküllerinden ketonları üretmeye başlar. Keton cisimleri karaciğerde üretilir ve iki tiptedir: asetoasetat ve β-hidroksibutirat.
Ketonlar vücuda ve beyne gerekli enerjiyi sağlar. Ketojenik bir diyette, vücudunuz insülin seviyelerinde azalma ve artan yağ parçalanması dahil olmak üzere birçok biyolojik adaptasyona uğrar.(4,6,7)
KETOZİSE NASIL GİRİLİR?
Tam ketozise girmeden önce genellikle 7-30 gün gerekir. Vücut ketozise girdiğinde, enerji için kullanmadığı fazla ketonlar idrar ve nefes ile atmaktadır. Asetoasetat, aseton ve beta-hidroksibutirat idrarda, kanda ve nefeste ölçülebilir. Ketojenik diyetin olumlu etkilerini gözlemleyebilmek için 3-4 ay gibi bir süre diyet devam ettirilmelidir(4,7)
Ortalama bir yetişkin için 48 saatlik bir oruç genellikle ketozise neden olur. Bu oruçtan sonra, klasik ketojenik diyeti uygulamak, ketozda kalmanızı sağlar. Oruca ilk gün yatmadan en az 3 saat önce başlamanızı ve 2 gün sonra aynı saatte yemek yenilmelidir. Ketojenik diyet,yüksek yağlı, orta düzeyde protein ve çok düşük karbonhidrat diyeti uygulamak ketozise neden olur ve bu süreç minimum 2-3 hafta içerisinde gerçekleşir. (4)
KETOJENİK DİYET İÇERİĞİ NASIL OLMALIDIR?
Ketojenik diyet, aslında ketojenik ve antiketojenik besinlerin belirli oranda tüketilmesi ile uygulanır. Vücutta Ketojenik/Antiketojenik (yağ/karbonhidrat+protein)oranın 1.5:1 şeklinde olması ketozis oluşması için yeterlidir. Ancak etki gösterebilmesi için Ketojenik/Antiketojenik oranın en az 3:1 oranında olması gerekir. Kas kütlesi korunumu için bireyler ortalama 1.0-1.2 g/kg/gün protein tüketmelidir. Diyette kullanılan yağ türü önemlidir. Bitkisel yağ kaynakları tercih edilmelidir.(1,6)
Ketojenik diyetler yalnızca klinik gözetim altında yapılmalıdır.
KETOJENİK DİYET TÜRLERİ:
Standart ketojenik diyet: 4:1 oranındadır. %80 yağ, %15 protein,%5 karbonhidrat oranı uygulanır. (1,5)
Yüksek Proteinli ketojenik diyet: Standart ketojenik diyete benzer ancak protein oranı daha yüksektir. %60 yağ, %35 protein ve %5 karbonhidrattır.
Döngüsel ketojenik diyet: Bu diyet profesyonel vücut geliştirme ve fitness yapan sporcuların sıklıkla uyguladığı bir yöntemdir. Haftanın 5 günü standart ketojenik diyet ve geri kalan 2 günü ise yüksek karbonhidrat alınan bir beslenme şeklidir.
KETOJENİK DİYET VE KİLO KONTROLÜ
Vücutta birincil yakıt kaynağı olarak glikoz kullanıldığı için karbonhidrat alımının sınırlı olduğu diyette yakıt olarak yağ asitlerinin parçalanması ile enerji elde edilir. Yağ asitleri diğer kaynaklara göre (glikoz) 10 kat daha fazla enerji açığa çıkarmaktadır. Ancak yağ asitleri glikoza (karbonhidrat) göre çok daha yavaş okside olmaktadır. Bu nedenle ketojenik diyet, hızlı enerji tüketimi gerektiren durumlarda olumsuz etki gösterebilmektedir. Ketojenik diyetle alınan ve depolanmış yağ asitleri glikoza dönüştürülerek yakıt olarak kullanılır. Böylece vücuttaki depo yağ miktarında azalma (lipoliz) ve yağ kütlesinde kayıp gözlemlenir. Çok düşük karbonhidrat alımında vücut depo yağlardan ve yağ asitlerinden glikoz yapımına geçer. Diğer diyetlere göre ketojenik diyet ile kilo verme hızı 2 kat daha fazla ağırlık kaybı olarak ve abdominal yağ oranında düşüş gözlemlenmiştir. Gözlemlenen ağırlıktaki azalma büyük çoğunlukla glikojen depolarının boşalması ve vücudumuzdaki su tutulumun atımı olduğu bilinmektedir. (1,3,6)
Ketojenik diyetin normal bir bireyin uygulamasında ağırlık azalmasındaki sebep kalori açığı oluşturulmasından kaynaklıdır. Bunun yanı sıra nörolojik hastalıklarda olumlu etkiler gözlenmiştir.
KETOJENİK DİYETİN VÜCUDUMUZA ETKİSİ
Ketojenik diyetin ayırt edici özelliklerinden biri, kan şekeri seviyelerinde azalma ve ketonlarda artıştır. Yüksek karbonhidratlı bir diyet kan şekeri ve insülin seviyelerini sürekli olarak yükseltebilir bunun yanında ketojenik diyet ,iştahta etkili olan ghrelin, kolesistokinin ve peptid YY hormonlarının konsantrasyonları değişmektedir. Beslenmede enerjinin yağlardan ve proteinlerden sağlanması bireylerde tokluk hormonlarının(leptin,Peptid YY,GLP-1)artmasına neden olmaktadır. (1,6,7)
Ketojenik diyetlerle ketojenik olmayan diyetlerin uygulanmasının kısa vadede ağırlık kaybı üzerinde etkilerinin benzer olduğu ancak uzun vadede yürütülemediği (4 haftadan uzun) belirtilmektedir. Düşük karbonhidratlı diyetler karın bölgesindeki yağlanmayı azaltıcı etki göstermektedir. (1,4)
Ketojenik ve antiketojenik diyetler arasında insülin direnci açısından bir fark yoktur(1,4).
Ketojenik diyet yapılan çalışmalardan bazıları herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığını ancak yüksek protein alımının böbrek yetmezliği öncüsünün en önemli nedenlerinden biri olduğunu belirtmektedir. (5,6)
Ketojenik Diyetin çeşitli hastalık durumları için terapatik faydalarını gösteren yüzlerce çalışma yapılmıştır. Başlangıçta epilepsi üzerindeki etkileri için incelenen diyet, şu anda aşağıdakiler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, altta yatan metabolik düzensizliği olan çok sayıda hastalık için umut vadediyor:
Epilepsi
Beyin Tümörü / Kanseri
Alzheimer hastalığı
Parkinson hastalığı
Travmatik Beyin Hasarı
Mitokondriyal Hastalık
Otizm
Beyin Sağlığı
Diyabet: Tip-I ve Tip II
Size veya sevdiğiniz birine yukarıdaki hastalıklardan herhangi biri teşhisi konduysa, genetik olarak bunlardan herhangi birini geliştirmeye yatkınsanız veya yaşam tarzınızın veya çevresel faktörlerin bunlardan herhangi birini geliştirme şansınızı artırabileceğini düşünüyorsanız, uzman kişiler ile birlikte ketojenik diyet tedavisi uygulanabilir.
Ketojenik diyet, vücut yağı, HDL kolesterol seviyeleri, kan basıncı ve kan şekeri gibi kalp hastalıklarını ortaya çıkarabilen risk faktörlerini iyileştirebilir. Keto diyetinin Alzheimer hastalığının semptomlarını azaltabildiği ve ilerlemesini yavaşlatabildiği gözlemlenmiştir.(2)
Bunlara ek olarak parkinson hastalığının semptomlarının hafifletilmesine, polikistik over sendromunda önemli bir rol oynayabilen insülin seviyelerini azaltmaya yardımcı olduğuna ve düşük insülin seviyelerinin yanı sıra daha az şeker veya işlenmiş gıdaların kullanılması sayesinde sivilce ve aknelerde azalmaya yol açtığına dair küçük çaplı çalışmalar gerçekleştirilmiştir.(2,6)
Düşük karbonhidratlı diyetlerin zorluklarından biri, daha az sebze, meyve ve tahıl alımına sahip olması ve zararlı olabilecek yağ alımının artmasıdır. Artmış yağ tüketimi ile uzun süreli düşük karbonhidratlı diyetler inflamatuar yolları, oksidatif stresi teşvik etmek ve yaşlanma biyolojik teşvik ileri sürülmüştür.(3,4)
METABOLİZMA
İnsanlarda açlık sırasında kan şekeri seviyeleri karaciğerde glikojenin parçalanmasıyla sürdürülür ve endojen glikozun kas ve de novo üretimi ("Glukoneogenez") ile gerçekleşir.(1,6,7)
Keton cisimcikleri terimi, üç metabolit anlamına gelir: asetoasetat, β-hidroksibutirat ve aseton. Uzun süreli açlık sırasında, yağ asitleri, adipositlerde depolanmıştrigliseritin parçalanmasıyla oluşur (lipoliz).Karbonhidratın azaltılması veyeterli protein alımı serum insülin seviyesinin düşmesine neden olur, bu da serum glukagon seviyesini arttırır.(6,7)
İnsülin / glukagon (I / G) oranı, lipoliz, glikojenoliz ve glukoneogenezin anahtar belirleyicisidir. Yüksek I / G oranı, lipid ve glikojen üretimini uyarır. İnsülin aracılı glikoz akışı, düşük bir I / G oranı glukagon aracılı lipolizi uyarır. Bu nedenle vücuttaki depo yağ miktarı azalmaktadır. (6,7)
YAN ETKİLER
Kabızlık
Kolesterol yüksekliği
Kemik erimesi
Uykusuzluk
Sıvı ve elektrolit dengesinde bozukluk, kalsiyum ve sodyum atımının artması ile osteoporoz riski
Kardiyak aritmiler ile ölüm riski
Merkezi sinir sistemini etkileyerek baş ağrısı, konsantrasyonbozukluğu, sinirlilik
Mensturasyon düzensizliği
Ağız kokusu
Mide bulantısı
Ek olarak, Sebze meyvelerin eksik alınması vücut için gerekli olan kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi minerallerin yeterince alınamamasına yol açarak hipertansiyon riskini artırmaktadır. Düşük posa alımı nedeni ile mikrobiyata etkilenir ve bağırsak hareketleri olumsuz etkiler.
KAYNAKÇA :
1. Iacovides S, Meiring RM. The effect of a ketogenic diet versus a high-carbohydrate, low-fat diet on sleep, cognition, thyroid function, and cardiovascular health independent of weight loss: study protocol for a randomized controlled trial. Trials. 2018 Jan 23;19(1):62
2. Włodarek D. Role of Ketogenic Diets in Neurodegenerative Diseases (Alzheimer's Disease and Parkinson's Disease). Nutrients. 2019 Jan 15;11(1). pii: E169.
3. Dashti HM, Mathew TC, Hussein T, et al. Long-term effects of a ketogenic diet in obese patients. Exp Clin Cardiol. 2004;9(3):200–205.
4. Paoli A, Bosco G, Camporesi EM, Mangar D. Ketosis, ketogenic diet and food intake control: a complex relationship. Front Psychol. 2015 Feb 2;6:27.
5. Masood W, Uppaluri KR. Ketogenic Diet. [Updated 2019 Mar 21]. In: StatPearls [Internet]. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2019 Jan-. Available from: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499830/
6-J Clin Endocrinol Metab.2017;102:488-98
7-Endocrine.2016;54:681-90
BAĞIRSAK MANTARI (CANDİDA)
Candida albicans ağızda başlayan sindirim sisteminde yaşayan çok sayıdaki mikroorganizmadan biridir,bir mantardır.
Candida albicans, endojenik(dahili,iç) olan mantar grubundadır.
Sağlıklı bir insan için en önemli etken bağırsak florasıdır.Bağırsak florası, normal doğum sonrasında bebeğin anne vajen florasını yutması ile oluşmaya başlar. Doğumla başlayan ve zamanla olgunlaşan floranın dengesi tüm yaşamsal (beslenme,su,ilaçlar,stres,hastalıklar vb.)faktörlerden etkilenir.
Bağırsak florasının herhangi bir nedenden bozulursa Candida albicans sayısı artmaya başlar ve ''candidiyozis'' olan bağırsak mantar enfeksiyonu ortaya çıkar.
CANDİDİYOZİS'İN GETİRDİĞİ HASTALIKLAR
Candidiyozis tablosunda, normalde tekhücreli olan Candida kontrolden çıkarak çokhücreli,ipliksi ve istilacı şekle dönüşür.
Candida'nın bağırsak duvarına tutunması sonucunda, immünolojik hasar,bağırsak mukozasının geçirgenliğini bozar.
Bağırsak bariyerinin bozulması,besin alerjisi ve besin duyarlılığına yol açmaktadır.
Tam bir Candida analizi için hastanın gaita analizi ve kineziyolojik manuel kas testi kullanılır.
BAĞIRSAK MANTARI(CANDİDA) NEDENLERİ
Bozulan bağırsak florası (Disbiyozis)
İlaç kullanımı (özellikle antibiyotik ve steroidler, ağrıkesiciler )
Aşırı ve kronik stres, gerginlik
Tek yönlü beslenme, hazır besin tüketimi, rafine karbonhidrat ağırlıklı beslenme
Kronik rafine şeker ve alkol tüketimi Candida'nın en öneli etkenlerindendir.
Yeterli su içmemek
Ağız ve diş sağlığının bozuk olması
Vücut yağının normalin üzerinde olması
Diyabet
''Bağırsak florası bozulmadan Candida gelişmez. Bağırsak floranıza önem verin .''
Bağırsak Mantarı (Candida) Semptomları
Yorgunluk
Kaşıntılı , yanan gözler
Beyaz kaplamalı dil
Şişkinlik
Ağız ülseri
Cilt kızarıklıkları
Sinirlilik hali , depresyon
Konstipasyon , diyare , anüste kaşıntı
Kilo verememe
Şekere duyulan sürekli açlık/istek ;bağırsak mantarlarının şeker molekülleri besini olabilir? tüketmesi nedeniyle oluşan bir durumdur .(değiştirebilirim)
Eklem ve kas ağrıları : Mantarların salgıladığı mitotoksinler eklem ve kaslarda yoğunlaşarak ağrılara sebep olur.
KENDİNİZİ KONTROL EDİN
Kendinizde şişkinlik,kabızlık ,aşırı tatlı yeme isteği , sık tekrarlayan ishal , makatta kaşıntıve kızarıklık , ağız kokusu , kronik yorgunluk , konsantrasyon eksikliği , unutkanlık , cinsel isteksizlik , aşırı açlık hissi , kramp ve titreme , burun tıkanmasıbaş ağrısı , eklemlerde şişme ,geçmeyen ve sık tekrarlayan akne , sık idrar yolu enfeksiyon u var ise Candidan şüphelenmelisiniz.
Candida İçin Çözüm
Bağırsak mantarı tedavisi çok yönlü olmalıdır. Candida sadece bir ilaçla öldürmek mümkün değildir. Tedavide en önemli birincil basamak bağırsak işlevinin düzenlenmesi ve tıbbi beslenme tedavisi ile Candida'nın aç bırakılarak bedenin tekrar regüle edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle bütüncül bir tedavi yöntemi izlenmelidir.
Tedavi yöntemleri :
1-Bitkisel ve kimyasal ilaç kombinasyonu
2-Rafine karbonhidrat içermeyen yeterli ve dengeli bir beslenme planı
3-Nöralterapi
4-Fiziksel aktivite
5-Kolon hidroterapi
1-Bitkisel ve kimyasal ilaç kombinasyonu : Kişinin gerekli ilaç kullanımı yanında eksik vitamin ve mineral takviyesi yapılması çok önemlidir.
2-Diyet : Yeterli ve dengeli bir beslenme planı aslında tedavi için değil tamamen bir beslenme alışkanlığı edinilmesi ve yaşam şekli haline gelmesi gerekmektedir.
NE YEMEMELİYİZ?
Candida albicans'ın en önemli besini şekerdir. Sofra şekeri ve içeren her tür yiyecek, beyaz un ve türevleri (özellikle kurabiye kek türü besinler pişirilme işleminden dolayı iki kat zararlı hale gelir ) ,her çeşitalkol
Olgun meyveler (Gİ yüksek olanlar dahil ), Glisemik indeksiyüksek kuru meyveler
Pirinç , bulgur ,hazır sirke , soya sosu , mayalandırılmış yiyecekler
NE YEMELİYİZ
- Mevsimindeki sebzelerin tümü , tüm yeşillikler
- Kükürtlü besinler; sarımsak,soğan ,pırasa
- Likopen kaynağı olan ''domates''(kabuklu)
- Özellikle Se,P,Fe,Zn mineralleri ile A,C,E vitaminlerinden RDA'nın %100-150 oranında alınması gerekmektedir.
- P kaynağı ; balık , et ürünleri (az yağlı etlerde fosfor oranı daha yüksektir ),kabuklu yemişler (en yüksek kabak çekirdeğinde P bulunur)
- Zn ; birinci sırada et ürünleri , baklagiller(emilimi azaltan fitatlar için ıslatma,filizlendirme yöntemlerini kullanmalısınız), tohumlar(kenevir tohumu , susam tohumu), kabuklu yemişler (çam fıstığı,yer fıstığı,kaju)
- Omega-3 yağ asitllerinin diyette mutlaka eklenilmesi gerekmektedir. (1 kişi için porsiyon 165 gram olmalıdır)
- K.baklagiller(mercimek,nohut) , kabuklu yemişler(ceviz , çiğ badem)
D VİTAMİNİ
D vitamini, hormon benzeri fonksiyonları olan bir grup steroldür.
Yağda eriyen vitamindir. Kalsiferoller olarak adlandırılır. D vitamini etkisi gösteren 10 farklı bileşik vardır. En önemlisi; kolekalsiferol(D3) ve ergokalsiferol(D2) vitaminidir. Benzer yolla metabolize edildikleri için D vitamini olarak ortak isimle anılırlar. D vitamininin diğer vitaminlerden farklı özellikleri vardır. Bunlar;
-Vücutta sentezlenebilirler.
-D3 vitamininin aktif formu yoktur. Ancak bundan aktif formlar meydana gelebilir.
Başlıca görevi; intestinal kalsiyum ve fosfor emilimini sağlayarak parathormon ile birlikte organizmanın fosforve kalsiyum dengesini düzenlemektir.
D vitamini kaynakları
%90-95 kadarı güneş ışınlarının etkisi ile sentezlenir. Marina balığının karaciğer yağı, diğer yağlı balıklar(somon, uskumru, sardalya vb.), süt, yumurta sarısı, tereyağ, tatlı patates, yulaf, brokoli, maydonoz, yosun ve mantar gibi besinler yüksek miktarda D vitamini içerir. Ancak hiçbir gıda maddesi günlük D vitamini ihtiyacını karşılamaya yetmez. En önemli kaynak güneştir.
D vitamini yetersizliğinde
Çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi klinik tablosuna neden olmaktadır.
Kas güçsüzlüğü, kemik ağrıları görülmektedir.
Osteomalaziye biyokimyasal olarak; serum CA normal veya düşük, serum fosfor düşük, PTH yüksek, ALP yüksektir.
D vitamini yetersizliğinde riskli kişiler; koyu renk cilde sahip olanlar, obezite, 65 yaş üzeri olanlar.
BELİRTİLERİ
-Yorgunluk, vücut ağrısı
-Enfeksiyon
-Eklem ağrısı
-Uykusuzluk, baş ağrısı depresyon
-Saç dökülmesi
Ataform Diyet Ve Spor Merkezimizde Erkek-Kadın Fizyoterapistlerimiz danışmanlığında, derslerimiz yapılmakta, antrenmanlar sizin için hazırlanmakta ve fiziğinize yönelik, duruş bozukluğu, bel ağrısı, sırt ağrısı, fiziksel bozukluklar vs. fizyoterapist danışmanlığında egzersiz planlaması yapılmaktadır.
devamını oku... Adres: Eryaman Mahallesi Subaşı Sokak Ata Apartmanı No:27/A Ata Apartmanı Eryaman-Ankara
Diyetisyen Aleyna Turgut Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden yüksek onur derecesiyle mezun olmuştur. Lisans döneminde beslenmeye dair çok sayıda seminer ve konferanslara katılmıştır. Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yaşam Kongresi'nde Ankara'da Bir Devlet İlkokuluna Devam Eden Çocukların Beslenme Sürecine Annelerinin Beslenme Bilgi Düzeylerinin Etkisinin İncelenmesi adlı çalışması ile katılım sağlamıştır.
Eğitim süresince devlet hastaneleri özel klinikler ve özel diyet mutfağında stajlarını tamamlamıştır. Ayrıca halen Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde Sağlık Kurumları İşletmeciliği bölümünde eğitimine devam etmektedir.
19 Eylül 2022'de Ankara Bağlıca'da Aleyna TURGUT Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi'ni açarak danışanlarına hizmet vermektedir. Diyeti bir süreç olarak görmekten ziyade onu yaşam biçimi haline getirilmesi gerektiğini düşünen Aleyna Turgut, kişiye özel ve sürdürülebilir beslenme programlarını desteklemekte ve uygulamaktadır.
devamını oku... Adres: Bağlıca Mahallesi Mert Caddesi No:2/9 Bağlıca-Ankara
Diyetisyen Esma Güven - Hacettepe Üniversitesinden şeref öğrencisi olarak mezun oldum.
"Yetişkin bireylerde fonksiyonel besin tüketim durumlarının değerlendirilmesi" konulu lisans tezim ve "sağlıklı yeni yağlar" konulu lisans seminerim hacettepe üniversitesi tarafından kabul edildi. Öğrenimin boyunca Liv Hospital Ankara Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi, Mendika Catering Şirketi, Hacettepe Üniversitesi Erişkin, Onkoloji ve İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesinde, T.C. Sağlık Bakanlığı Keçiören İsmet Ayturan Aile Sağlığı Merkezinde mesleki deneyimlerde bulundum. Deneyim süreçlerimde Obezite Tedavisi, Onkolojide Beslenme, Diyabet ve Beslenme, Kardiyovasküler Hastalıklar ve Beslenme, Kilo Kontrolü, Toplu Beslenme, Toplum Beslenmesi, Endokrin Hastalıklarda Beslenme, Polikistik Over ve Beslenme, Gebelik ve Emziklilik Döneminde Beslenme, Çölyak, Vegan, Vejeteryan Beslenmesi, Sporcu Beslenmesi, Çocukluk ve Adolesan Çağı Beslenmesi üzerine çalıştım. Öğrenim sürecim boyunca mesleğimle ilgili bir çok kurs ve seminerlere katıldım ve halen katılmakta ve güncel gelişmeleri takip etmekteyim.
2018 yılından beri aktif meslek hayatım ile bir çok danışanımın hayatına dokundum. Eylül 2020'den beri kendi kurduğum beslenme danışmanlığı ve eğitim merkezim ile hayatlarınıza dokunmaya devam ediyorum.
YÜZ YÜZE DİYET PROGRAMI
Haftalık yüz yüze 30 dakikalık görüşmeler yapıyoruz. Profesyonel vücut analizimiz ile vücut yağ, kas, sıvı ve iç organ yağlanması oranlarını analiz ediyoruz.
Sağlık durumu değerlendirmesi yaparak, beslenme alışkanlıklarınıza göre her hafta size özel beslenme programı hazırlıyoruz.
Günlük whatsapp uygulaması ile yediğiniz içtiğiniz tüm besinlerin fotoğraflarını takip ediyoruz. Fotoğraflar üzerinden size beslenmedeki doğru ve yanlışları anlatıyoruz. Sizler de sorularınız olursa yine whatsapp uygulaması ile ulaşabiliyorsunuz.
ONLİNE DİYET PROGRAMI
Online diyet programlarımızda görüşmelerimizi sesli telefon görüşmesi veya whatsapp üzerinden görüntülü görüşme ile yapıyoruz.
Her hafta evdeki tartınızda kilo takibi yapıyorsunuz. O haftaki tartı sonucuna göre her hafta beslenme programınızı güncelliyoruz.
Sağlık durumu değerlendirmesi yaparak, beslenme alışkanlıklarınıza göre her hafta size özel beslenme programı hazırlıyoruz.
Online programlarda aktif süreç yürütebilmek adına whatsapp yoluyla günlük destek sağlıyoruz. Whatsapp uygulaması ile yediğiniz içtiğiniz tüm besinlerin fotoğraflarını takip ediyoruz. Beslenmenizdeki doğru ve yanlışları anlatıyoruz. Sizler de sorularınız olursa bize yine whatsapp üzerinden ulaşabiliyorsunuz.devamını oku... Adres: Remzi Oğuz Arık Mahallesi Tunus Caddesi Kabalak Apartmanı No:87/3 Tunalı-Ankara
Egzersizin gücüne inanıyorum. Çünkü sağlıkla ve motive olarak yaşamak istiyorsanız, kesinlikle egzersiz yapmanız gerekmektedir.
Bahanelerim sağlığıma nasıl zarar verdi?
Çoğu insan egzersiz yapmanın kalori yakmak için kolay bir yöntem olduğunu düşünür. Fakat hamileyken, gücünüzün azalması ve stresin artması ile birlikte egzersiz yapmak gözümde büyüdü. Bu yüzden de DVD egzersizlerini bir kenara bırakıp dışarı çıkmaya ve sevdiğim bir şeyler yapmaya karar verdim. Ve bu noktada hareket etmek, egzersiz, fitnes ya da ne ad veriyorsanız kesinlikle sizi mutlu etmeli. En azından ilk başta oluşan hamlık sonrasında yok olup gider. Bu yüzden eğer havuzda egzersiz yapmamak için bahane buluyorsanız, bırakmanın zamanı gelmiş demektir. Aşağıda yaygın olarak kullanılan 5 korkunç egzersiz yapmama bahanesi bulacaksınız:
Bahane #1: Çok yoğunum.
Dinleyin, gerçekten çok yoğun olduğunuzu biliyorum. Gerçekten. Asla dünyanın en yoğun insanıymış gibi davranmam ve hala bu bahaneyi kullanıyorum. Fakat bahse girerim ki günde 20-30 dakika egzersiz yapmak için zaman bulursunuz ve belki de daha fazla. Her zaman için ne kadar çok şey yapmam gerektiği konusunda şikayetçi olmayı sevmişimdir. Hala vaktimin çoğunu facebook kullanarak ya da televizyon izleyerek boşa harcarım. Her gün üretken ve anlamlı şeyleri hayatınıza katarsanız her şey daha iyi olacaktır.
Eğer dışarda egzersiz yapmanın ne kadar zaman aldığını hesaplıyorsanız, bir de hastalıkların, kronik ağrıların hayatınızı nasıl etkileyeceğini düşün. Sizin için sağlıklı ve zinde olmak ilk önceliğiniz olmalıdır ve bunun için mutlaka zaman yaratın.
Bahane #2: Çok pahalı.
Eğer jimnastik ya da fitnes yapmanın pahalı olduğunu düşünüyorsanız, pahalı ekipmanlara sahip olmanın ya da kişisel yaşam koçu edinmenin ne kadar pahalı olacağını aklınıza getirin. Fakat iyi haber şu ki egzersiz yapmak için bunlara hiç ihtiyacınız yok. Sizin için gerekli olan tek şey vücudunuz. Dayanıklılık, esneklik ve kondisyon konusunda kendi kendinizi eğitebilirsiniz. Evde mekik ya da ısınma egzersizleri yapınız. Yüzün, işe bisikletle gidin, koşmaya çalışın, çocuklarınız taşıyın. Ayrıca online olarak internette ucuz ya da bedava egzersiz önerileri bulabilirsiniz.
Bahane #3: Ağrım var.
Tamam, bu bahanenin bazı öncelikleri elbette vardır. Eğer yaralandıysanız veya kronik bir ağrıyla mücadele ediyorsanız, bunu kesinlikle ihmal etmeyeceksiniz. Bu durumda, yaralarınız tamamen doktor tarafından kontrol edilmelidir ve gerekli tedavi yöntemi belirlenmelidir.Ve eğer mümkünse doktordan gerekli ya da uygun egzersiz programını elde edin. Ama birçok yaralanma uygun bir şekilde adapte olarak veya alternatif egzersiz şekilleri ile tedavi edilebilir. Eğer ayak bileğinizi incittiyseniz, lütfen üzerinde zıplamayın. Fakat bir sandalyenin üzerinde yoga yapmaya çalışın, ağırlık kaldırın veya su içerisinde egzersiz yapın. Unutmayın her durumda egzersiz yapmanız mümkündür.
Eğer kronik ağrılardan şikâyetçiyseniz, sabit hayatınızı düzene sokmak için tüm olasılıkları göz önünde bulundurunuz. Unutmayın ki vücudumuz hareket etmek için tasarlanmıştır. Eğer hareket etmeyi bırakırsanız, mutlaka vücudunuzda sıkıntılar baş göstermeye başlar.
Bahane #4: Yeterince hareket ettim zaten.
Bir süreliğine bu da benim bahanem oldu. 3 yaşında bir çocuğun peşinde dolaşmanın yeterli bir egzersiz olduğunu düşünmüştüm ve bazı günler kesinlikle öyleydi. Ama onu oyun oynarken izlemek hiç de aktif olmamı sağlamıyordu. Ne olursa olsun mutlaka yoğun iş ya da aktif bir günden sonra mutlaka egzersiz yapmanızı öneririm. Beni yanlış anlamayın. Eğer gün boyunca gerçekten sizi zinde tutacak kadar egzersiz yapıyorsanız ve bu sizin için yeterliyse elbette ekstradan egzersiz yapmak zorunda değilsiniz. Fakat bu durum sadece işinizin bir parçasıysa, eve dönünce akli olarak da zinde kalmak için egzersiz yapmanızda fayda vardır. Böylece vücudunuza gereken önemi vermiş olursunuz.
Bahane #5: Onu yapmayı sevmiyorum.
Bu bahanelerin çoğunun özünde bu egzersiz benim için hiçeğlenceli değildir bahanesi vardır. Eğlenceli ve rahat değildir. Kişisel olarak inanıyorum ki en iyi egzersiz sizi kendisine bağlayandır. Yani size uygun olan egzersizi bulana kadar asla vaz geçmeyin. Sürekli olarak bir arayış içinde olabilirsiniz. Örneğin, yoga size göre değilse onu yapmayı bırakın.
Yapacağınız egzersiz sizi itmemeli, sizi ağrılar içinde bırakmamalı veya vücudunuzun kapasitesine olan inancınızı değiştirmemelidir. Aksine sizi güçlendirmeli, kapasitenizi arttırmalı ve sizi mutlu edebilmelidir. Fakat egzersiz sizin için bir ceza olmamalıdır. Sizi geliştirecek ve size mücadele ruhu aşılayacak bir egzersiz bulun ve her gün kendinizi daha iyi hissetmeniz için bu bir yöntem olmalıdır. Böylece kilo almanızı önleyecek ve hatta kilo dahi verebileceksiniz. Vücudunuz kadar hayatınız da hafifleyecektir.
Bahanelerimin beni yenememesinden dolayı çok mutluyum. Eskisi gibi egzersiz yapmaya ve hareket etmeye yöneldiğime o kadar mutluyum ki. Vücudumuz harika bir mekanizmadır. Doğduğumuzdan beri hareket etmek, dünyayı deneyimlerle yaşamak ve aslında gelişmek tamamen dünyada yapmamız gerekendir. Bu yüzden de egzersiz yapmamak için hayatınıza eklediğiniz mazeretleri bir kenara bırakın ve vücudunuzun ne kadar hareketli olduğunu keşfedin.